Birleşmiş Milletler Haber Merkezi’nde yer alan habere göre, meyve ve sebzeden ete, hamur işlerine ve diğer mutfak ürünlerine kadar çok çeşitli yemekler sunan geleneksel gıda pazarları ve ticaret tezgâhları Orta Asya ülkelerinde popülerdir. Kazakistan’da yapılan son araştırmaların sonuçları, sokak lezzetlerinin önemli bir bölümünün sağlıksız yağ ve tuz bakımından yüksek gıdalar olduğunu göstermiştir.
Son yıllarda, Kazakistan’da, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) desteğiyle, bu ülkenin dünyadaki en yüksek tuz tüketim oranlarından birine sahip olduğu tespit edilen üç çalışma yapılmıştır: günde yaklaşık 17 g tuz tüketimi yapılarak, bu oran DSÖ tarafından önerilen tuz tüketiminden en fazla dört kat daha fazladır.
Kazakistan’da yüksek seviyede tuz tüketiminin nedeni hem tarih hem de modern trendlerde yatmaktadır. Daha önce, insanlar yiyeceklerin, özellikle et ve sosislerin yanı sıra ayran gibi süt ürünlerinin raf ömrünü arttırmak için tuz kullanırlardı. DSÖ tarafından yapılan araştırmaya göre, Orta Asya’da hala tuz içeriği yüksek geleneksel yemekler üretme eğiliminin olduğunu ve işlenmiş gıdaların ortaya çıkmasıyla durumun daha da kötüleştiği ifade edilmektedir.
DSÖ Avrupa Ofisi, zararlı gıda bileşenlerinin kronik hastalıklarda bir artışa yol açtığını hatırlatmaktadır. Bu nedenle DSÖ Orta Asya ülkelerinde ve özellikle Kazakistan vatandaşlarına tuz alımını ve tüketimini azaltma çağrısında bulunmaktadır.
Uzmanların uyardığı gibi sağlıklı beslenmeyle ilgili önerilerin ihmal edilmesi, özellikle de tuz alımı, kardiyovasküler sorunların sayısı, obezite, diyabet ve kanserde artışa yol açacaktır.