Türkmen ana dilime en derin saygı ve sevgiyi duyuyorum. Benim için Türkmen dili yalnızca bir dil değil — kimliğimin ruhu, atalarımın yankısı ve kültürel gururumun temelidir. Asya’dan Avrupa’ya kadar birçok dili incelemiş biri olarak, Türkmençenin dünyanın en güçlü, en çok yönlü ve en ifade gücü yüksek dillerinden biri olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Yüzyılların şiirini, hikmetini ve tarihini taşırken, aynı zamanda modern hayatın gereklerine uyum sağlayacak esnekliğe ve açıklığa da sahiptir.
İşte bu yüzden Dr. Dovran Orazgylyjov gibi akademisyenlerin gösterdiği olağanüstü gayreti gördüğümde büyük bir sevinç ve gurur duyuyorum. Onun hazırladığı Makul Sözlük yalnızca bir kelime derlemesi değil — nesiller ile diaspora, vatan ile gurbet, gelenek ile modern eğitim arasında kurulan bir köprüdür. Bu sözlük aracılığıyla Türkmen sözleri, deyimleri ve atasözleri gelecek nesiller için korunurken, aynı zamanda tüm dünyadaki öğrenicilere ve araştırmacılara da erişilebilir hale gelmektedir. Diasporada yaşayan bizler için bu eser yalnızca bir kaynak değil, çocuklarımızı köklerine bağlayan ve Türkmençenin güzelliğini küresel topluma tanıtan bir hayat bağıdır.
Bugünün giderek daha çok birbirine bağlı dünyasında, dil çeşitliliğinin önemi artarken, bu tür katkılar Türkmençenin dünyanın önde gelen dilleri arasında gururla yer almasını sağlamaktadır. Bu çaba yalnızca korumaya yönelik bir hareket değil, aynı zamanda Türkmençeyi küresel akademik, kültürel ve teknolojik alanlarda sağlam bir şekilde konumlandırmaya yönelik ileriye dönük bir misyondur.
Yurdumdan uzakta çocuklarını büyüten bir Türkmen babası olarak, Dr. Dovran Orazgylyjov’a bitmez tükenmez emeği ve katkılarından ötürü en içten şükranlarımı sunuyorum. Türkmençenin zenginliğini keşfetmek ve bu kıymetli dilin gelecek nesiller için gelişmesine katkıda bulunmak isteyen her Türkmen ailesine, her dilbilimciye ve her dilsevere Makul Sözlük’ü içtenlikle tavsiye ediyorum.
BİYOGRAFİ
Dr. Vahidullah Tac, Stanford Üniversitesi Biyoenjenyering Bölümü’nde Doktora Sonrası Araştırmacı olarak görev yapmaktadır. Araştırmaları, insan beyninin biyomekaniğine odaklanmakta olup, karmaşık malzeme davranışlarını daha iyi anlamak için makine öğrenmesi yöntemlerini uygulamakta ve bu süreçte temel fizik yasalarının korunmasına özel önem vermektedir.
Tac, Purdue Üniversitesi’nde Makine Mühendisliği alanında doktora derecesi almıştır. Doktora çalışmasında hiperelastisite, viskoelastisite ve malzeme hasarı üzerine fizik temelli makine öğrenmesi modelleri geliştirmiştir. Fiziksel yasaları yapay zekâ modellerinde katı kısıtlamalar olarak entegre ederek daha doğru ve güvenilir hesaplama çerçeveleri oluşturmayı başarmıştır.
Stanford’daki araştırmalarında Tac, yapay zekâ ile biyomekaniği birleştirmeye devam etmektedir. Son olarak, Generative AI’da kullanılan difüzyon modellerini uyarlayarak hiperelastisite için fizik temelli üretken bir çerçeve geliştirmiştir. Onun araştırmaları, mühendislik temellerini ileri düzey makine öğrenmesi ile birleştirerek hem hesaplama bilimine hem de insan sağlığına önemli katkılar sunmaktadır. Ayrıca Tac, bilim dünyasının en prestijli ödüllerinden biri kabul edilen Schmidt Science Fellowship ile de onurlandırılmıştır. Forbes’un da vurguladığı gibi, bu ödül genç araştırmacılara kendi alanlarında küresel ölçekte dönüştürücü çalışmalar yapma fırsatı sunmaktadır.