Bin yıllara dayanan reçeteleriyle benzersiz lezzetleriyle dikkat çeken Türk mutfağının zenginliğinin en önemli kaynaklarından biri Anadolu coğrafyasının zengin flora ve fauna çeşitliliği. Hemen her yöresinde, bambaşka doğal ve yerli ürünleri keşfedebileceğiniz bu bereketli toprakların en özel lezzetlerinden biri de çeşit çeşit Anadolu balları. Bal, ünü dünyaya yayılmış Türk kahvaltıları ile tatlılarının da en önemli tamamlayıcısı. En kaliteli balı üretmesiyle ünlü Türkiye’nin çeşitli destinasyonları ise sadece birer lezzet merkezi olmakla kalmıyor; aynı zamanda ziyaretçilerine eşsiz doğal güzellikler, zengin bir tarih ve benzersiz kültürel mirası da bir arada sunuyor. Türkiye’nin en güzel bal rotaları, eşsiz tatlar, şifa ve keşifler arayanlara özgün bir deneyim vaat ediyor.
Datça: Kekik, Çam ve Badem Balı
Ege ile Akdeniz sularının buluştuğu nokta olan Datça Yarımadası, el değmemiş koyları ve tertemiz havasıyla her daim dikkat çekiyor. Muğla’nın kekik ve çam kokan bu güzel ilçesi, hem Türkiye’nin en sakin tatil duraklarından hem de mavi yolculuk noktalarından biri. Bölgede her bir köşeyi saran zeytin ve badem ağaçları ise ilçenin bu iki üründe de markalaşmasını sağlamış. Datça’da kokusunu her yerde duyabileceğiniz kekik ve çam ise bölgenin balını da özel kılmış. Datça ve çevresindeki en meşhur çiçek ballarından biri olan kekik balı, arıların saf kekik otu çiçeklerinin özünü toplamasıyla ürettiği, kekik kokulu, şeffaf, tadı buruk ancak tatlı olmasıyla öne çıkıyor. Erken ilkbaharda açan ve tatlı, hafif bir aromaya sahip olan badem ağacı çiçeğinin balı ise hem açık renkli hem de orta düzeyde bir tatlılık oranına sahip.
Yapmadan dönme: Gün içerisinde berrak suların tadını çıkarabileceğiniz Datça’da, Yarımada’nın tam ucunda yer alan Knidos Antik Kenti’nde güneşi batırmayı unutmayın. Her biri birbirinden lezzetli deniz ürünlerine, harika Türk şaraplarının eşlik ettiği Datça’da, farklı gastronomik keşifler de yapabilirsiniz.
Anzer Yaylası’nın Muhteşem Balı
Türkiye’nin kuzeyindeki Karadeniz kıyısında, mavi ile yeşilin birbirine paralel uzandığı; zümrüt yeşili yaylaların zirveleri süslediği bir coğrafya düşünün. Gürgen, ıhlamur, kestane ve kızılağaçların renk cümbüşü arasında harika bir yolculuğa çıkabileceğiniz Rize ise dünyaca ünlü Anzer balının ana vatanı. Anzer balı Kaçkar Dağları’nın eteklerine kurulu, büyüleyici doğa yürüyüşleri yapabileceğiniz ve temiz havayı içinize çekebileceğiniz Anzer Yaylası’nda üretiliyor. 2.300-3000 rakımda bulunan yayla, dünyada eşi benzeri bulunmayan bir kır çiçeği bitki örtüsüne sahip. Anzer balına imza niteliğindeki tadını veren de işte bu zengin flora. Kafkas arıları tarafından 50-60 tanesi endemik olmak üzere 400’ü aşkın çiçek türünün polenleriyle hazırlanan Anzer balı, coğrafi işaret alarak da tescillenmiş durumda. Kovanlar, Anzer balı için Mayıs-Haziran aylarından itibaren yaylaya yerleştirilmeye başlanırken; bal sağımı Ağustos ayı içerisinde gerçekleştiriliyor.
Yapmadan Dönme: Yeşil bir cennet olan Rize’de, bir yaylada bir kahvaltı yapmak, bir çay hasadına katılmak, Fırtına Deresi’nde rafting yapmak ve bölgenin yöresel oyunu olan horon gösterisini izlemek, buradaki seyahatinizi tamamlamadan önce mutlaka yaşamanız gereken otantik deneyimler arasında yer alıyor.
Prolini Yüksek Erzurum Balları
Karadeniz’den güneye doğru ilerlediğinizde sizi Anadolu’nun en eski şehirlerinden biri olan Erzurum karşılayacak. Tarih ve doğanın eşsiz bir harmanını sunan bu güzel şehir, Tortum Gölü, Narman’ın Peri Bacaları ve İspir Yedi Göller gibi farklı doğal güzelliklere ev sahipliği yapıyor. Tabiat harikalarıyla dikkat çeken şehir aynı zamanda mera ve yüksek rakımlı dağlarında kendine has endemik bitki türleri, zengin bitki florası ve temiz havasıyla da meşhur olan bir bal üretim merkezi. Karayazı ve Palandöken ise bal üretimiyle öne çıkan ilçeler. Palandöken balı, bölgede yaygın olan geven bitkisinden üretildiği için geven balı olarak da adlandırılıyor. Karayazı’da üretilen bal ise kendine özgü bir aromaya sahip. Ziyaretiniz sırasında, lezzetli yemekleri ile adını duyuran Erzurum’un kendine özgü kahvaltısını da denemelisiniz. Organik ürünlerle hazırlanan mükellef Erzurum kahvaltılarının olmazsa olmazı ise tabii ki geven ve Karayazı balları.
Yapmadan dönme: Erzurum’da Aziziye ve Mecidiye Tabyaları’ndan şehrin kuşbakışı manzarasını seyredebilir; Çifte Minareli Medrese ve Üç Kümbetler gibi tarihi noktaları ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca burada cağ kebabı ve kadayıf dolma gibi yöresel lezzetler de sizi bekliyor.
Kır Çiçeğinden Gelen Lezzet: Kars Balı
Turistik Doğu Ekspresi’nin son durağı olan ve Türkiye’nin meşhur kış şehri olan Kars, aynı zamanda yüzden fazlası endemik olmak üzere 1.600’ün üzerinde çiçekli bitkinin bulunduğu bir vaha. Bu yüzden bal üretimi şehirde çok eski tarihlere kadar uzanıyor. Şehrin coğrafi işaret sahibi ürünlerden biri olan Kars balı, binlerce kır çiçeğinden gelen aroması, hafif kokusu ve tadıyla meşhur. Nesiller boyunca süregelen geleneksel üretim yöntemiyle de öne çıkan Kars balını, meşhur Kars kahvaltısında tatmalısınız, çünkü Kars, balı dışında peynir üretimiyle de öne çıkan bir şehir. Şehrin bu alandaki zenginliğini keşfetmek içinse, tarihi Süvari Tabyası’nda kurulan ve Türkiye’nin ilk tematik Peynir Müzesi olan Kars Peynir Müzesi’ni ve ayrıca hem mandıraların bulunduğu hem de leziz peynirlerin üretildiği Boğatepe Köyü’nü de ziyaret edebilirsiniz.
Yapmadan Dönme: Türkiye’nin en güzel antik şehirlerinden birine; UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Ani Antik Şehri’ne ev sahipliği yapan Kars’ı, eğer mümkünse kışın trenle ziyaret etmelisiniz. Bu mevsimde beyaza bürünen Kars’ta hem şehrin özgün Baltık mimarisini görebilir hem de şehrin imza yemeği olan kaz etini lezzetli Türk şarapları ve akşam eğlenceleri eşliğinde deneyebilirsiniz.
İlgili görselleri indirmek için: https://docs.tga.gov.tr/0fs5o9mq