Amul-Hazar 2018 vesilesiyle hazırladığımız yazı dizimize büyük ilgi oldu. Bugün yazı dizimizde Tarihi İpek Yolu güzergâhındaki kaleler hakkında kısa bilgiler vermeye devam ediyoruz. Yazılarımız www.atavatan-turkmenistan.com sitesinde yayınlanmaktadır.
Serahs kalesi
Serahs Büyük İpek Yolu’nun güzergâhındaki Nişapur ile Merv arasında Tecen nehrinin üst kısmında yer alan bölgenin merkez şehri olmuştur. Arapların gelmesiyle Orta Asya’nın yerlileri eğitim aldıktan sonra Serahs’ın önemi daha da artmıştır. O dönemde Serahs 120 hektar alanda 12 metre yüksekliğinde 340×560 metre uzunluğunda çok nüfuslu kent olmuştur. Ancak Moğol istilacılar Serashı bozguna uğrayarak, nüfusunu yok etmişti. Kale o dönemde zarar görmüştür.
Eski Kaka
Tasarımı ile bu kent çok büyük duvarlı dikdörtgen kaledir. Bir dönemler ta uzaklardan fark edilen kale şimdi tepe olarak kalmış ve yakın çevreden fark edilmektedir. Kale içinde bir küçük kale daha olmuş. Şimdi orası küçük bir gölü andırmaktadır. Daha önce kalenin korunması için kazılan hendek alanıymış.
Hısrovkale
Abıverd’in batısında dağ eteğinde Hısrovkaleyi görmek mümkün. Antik çağda inşa edilen bu kent çamurdan yapılmış 9 metrelik düz alan olduğu için askeri korunma bakımından da tedbir alınmıştır. Kentin doğu kısmında iç kale yer almış ve bu kale hendek ile ayrılmıştır. Şehristan ve Hısrovkale ayrı ayrı olmuştur, ancak düşman geldiğinde beraber hareket etmek için her türlü tedbirler alınmış.
Eski ve Yeni Nusay kalesi
Eski Nusay kalesi Parfiya hükümdarı Mitridat ile bağlantılı ise, yeni Nusay kenti ile ilgili pek çok bilgi yoktur. Eski Nusayda bulunmuş bulguların arasında bütün endamının güzelliği fark edilen genç kadının heykeli de yer almaktadır. Onun Parfiya hükümdarı Mitridat I kızı Rodoguna olma olasılığı büyüktür. Eski Nusay’a farklılıkta yeni Nusay Parfiya devleti yıkıldıktan sonra da kent kalesi olarak birçok asır devam etmiştir.
Takyazır
Şimdi Baherden ilçe merkezinin 20 kilometre kuzeyinde yer alan ortaçağa ait Takyazır kalesi günümüzde Şahrislam ismiyle tanınmış bir kenttir. Arkeolojik kalıntılara bakıldığında bu kent iki kaleden oluşan bir kilometre uzamış büyük bir kenttir. Günümüze kadar ulaşan kalenin duvarları kent insanının askeri korumaya daha fazla önem verdiğini göstermektedir. Özellikle kalenin kuzey bölgesi daha sıkı korunmuştur.
Parav
Nusay’dan Dehistana giderken ortaçağa ait Parav şehri bulunmaktadır. Dağ eteğinde yer alan kent duvarları kalenin çok iyi korunduğunu göstermektedir. Onun kalıntılarını halihazırda görmek mümkün. Kent dağ eteğinde kurularak, dağ çeşmesinin bir kilometresinin her iki tarafını kapsamıştır. Tarihi bilgilere göre, Parav kenti Oğzuların Horasan ile Dehistan sınırında kurduğu kalelerden birisi olarak belirtilmektedir.
Ürgenç
Amuderya’nın aşağı akımında yer almış, çok nüfuslu ve bereketli kentlerden birisidir. Şimdiki Köhne Ürgenç’in merkezinde ve güney kısmında yer alan antik kent birçok asırdan bu yana 650 hektar alanı kapsayan tarih mekandır. Onun çevresi duvarlar ile çevrilmiştir. Kalede iki tane iç kale, çok sayıda evler, çeşitli meslek alanları, kervansaraylar, mezarlıklar, camiler, köşkler ve padişah mekanları yer almıştır.
Dövkesen
Ürgenç’in kuzeyinde Dövkesen kenti yer almıştır. Onun kaleleri düz alanda inşa edilmiştir. Çok uzaklardan fark edilen kale kötü ruhların kalesi olarak adlandırılmıştır. Bu kentin tarihi milattan önceki 4-3.yüzyıla aittir. Bilim adamları onun Vezir kenti olduğunu ifade ediyorlar. Ortaçağın önemli kentlerinden birisi olan Dövkesen kalesinde birçok binalar yer almıştır.
Mangır kale
Kühne Ürgenç’in batısında Sarıkamış’a giden kervanlar Mangır tepeliğine çıkmıştır. Onun tepesinde günümüzde de bir dönemler büyük bir kentin yer aldığını görmek mümkün. Bu bölgeye Mangır kale denilmektedir. Başka bir ifadeyle Halep kalesi de denilmektedir. O Suriye’deki eski Halep kalesinin adıdır. Şahsenem İle Aşık Garip destanında da bu kenti ismi anılmaktadır.