GENEL

Validem, Mekke-Medine’m, Mihribanım

Validem, Mekke-Medine’m, Mihribanım; belki de bir anneye kullanılabilecek en güzel hitap sözcükleri. Bu sözcükler Türkmen Klasik Edebiyatı’nın Bilge şairi Mahtumkulu’ya ait.Bilindiği gibi insan hayatındaki en acı ayrılık ölümdür. Her insanın bu acıyı dışa vurumu elbette ki farklıdır söz ustaları şairlerimiz ise bu acıyı kelimelerinde yaşatırlar. Bunu annesinin vefatı üzerine duyduğu acıyı kelimelere döken, her kelimesinde hissettiği acıyı bize yaşatan bilge şairimiz Mahtumkulu’nun söz konusu şiirinde görebiliriz. Daha önce şair için Türkiye’de yapılmış çeşitli çalışmalarda sözünü ettiğimiz şiirden de bahsedilmiştir.Mahtumkulu şiirinde “Kaýda sen?” (Neredesin?) diye her yerde aradığı annesine sevgisini sözlü üçgen ile ifade eder; doğuran kadın anlamındaki VALİDEM, onu doğuran kadına ve annenin kutsallığını dile getirmek için MEKKE-MEDİNE’M, şefkatini dile getirmek için ise MİHRİBANIM der.

Şiirin ilk bendi şu şekildedir:

“Wadaraga, neýlerem men, mähribanym, kaýda sen?

Iki dünýä ýoldaşym, şähri-imanym, kaýda sen?

Gözlerimiň röwşeni, ýagty nuranym, kaýda sen?

Neýlerem bag-u çemeni, mahy-tabanym, kaýda sen?

Walydam, Mekge-Medinäm, mähribanym, kaýda sen?”

(Eyvahlar ki, neylerim ben, mihribânım, neredesin?

İki dünya yoldaşım, şehr-i imanım, neredesin?

Gözlerimin ruşeni, nur-ı ‘ayn’ım, neredesin?

Neylerim bağ ve çemeni, meh-i tabanım neredesin?

Validem, Mekke Medine’m, mihribânım, neredesin?)

Görüldüğü gibi şair sözlerine “Wadaraga, neýlerem men,”(Eyvahlar ki, neylerim ben,) diye üzülerek başlar. Bu söylem beklenmedik, hoşa gitmeyen bir haber karşısında veya olay karşısında verilen bir tepkidir. Sözlerine“mähribanym, kaýda sen?” (Mihribanım, neredesin?) şeklinde devam eder. Burada da annelerle özdeşleşmiş olan şefkatli olma özelliğini dile getirirken her satırın sonunda göreceğimiz gibi neredesin? Sorusuyla her tarafta annesini arar.  “Iki dünýä ýoldaşym, şähri-imanym” (İki dünya yoldaşım, şehr-i imanım,)  diyerek iki dünyada da annesini yoldaşı bilerek annesine bağlılığını ve iman kaynağının annesi olduğunu gösterir.Annesi Mahtumkulu’nun “gözlerinin rûşenidir”, “nur-ı aynı’dır” yani aydınlığının temel kaynağıdır.Başta da belirttiğimiz gibi şair her bendini şu sözcüklerle bitirir:“Walydam, Mekge-Medinäm, mähribanym, kaýda sen?”  (Validem, Mekke Medine’m, mihribânım, neredesin?)Bu sözcükler şairin annesine olan sevgisini dile getirmek için kullandığı sözlü üçgenidir.

Şiirin ikinci bendi şu şekildedir:

“Şum pelegiň zulmudan çykmyş jesetden jany, heý,

Gitdi ol şähri-behişte, aýrylyp imany, heý,

Sowuldy daglar başydan, ýagynly dumany, heý,

Turdy naladan bu gün, ol guradyp ummany, heý,

Walydam, Mekge-Medinäm, mähribanym, kaýda sen.”

(Şom feleğin zulmünden çıkmış bedenden canu, hey!

Gitti o şehr-i cennete, ayrılıp imanı, hey,

Savruldu dağlar başından, yağmurlu dumanı, hey,

Kalktı nâleden bugün, o kurutup ummanı, hey,

Validem, Mekke Medine’m, mihribânım, neredesin?)

Şair bu bendin de ise sözlerine ağıtın farklı bir örneğiyle başlar ve “hey” sözcüğüyle ne kadar çok acı çektiğini vurgular. Annesinin ölümünü bir taraftan “cesetten canın çıkmasıyla” “imanın cennete gitmesi”  ile ifade ederken diğer taraftan toprağa bereket getiren “ yağmurlu dumanın dağılması” gibi benzetmelerle ifade eder.

Şiirin üçüncü bendi şu şekildedir:

“Görmedim öz rastyma, ol bakydan gül deý ýüzün,

Diýdi: «Görmedim çyragym», ýaş edip iki gözün,

«Pyragy! Pyragy!» diýp, unudyban ol sözün,

Berdi ol zemin içre biygtyýar görge özün,

Walydam, Mekge-Medinäm, mähribanym, kaýda sen?”

(Görmedim hiç rastıma, o bakiden gül gibi yüzün,

Dedi: “görmedim çırağım”, yaş edip iki gözüm,

“Firaki!, Firaki!” deyip, unutmuşum o sözün,

Verdi o zemin içre bi-ihtiyar bilip özün

Validem, Mekke Medine’m, mihribânım, neredesin?)

Şair bu bendin de ise annesinin kendisine kullandığı benzetmelere yer vermiştir. “Gül dey yüz” (gül gibi yüz), “gül dey yüzli çırağım” (gül gibi yüzlü aydınlık verenim) şair annesini aydınlık kaynağı olarak görürken annesinin de şairi aynı şekilde gördüğünü benzetmelerinden çıkarabiliriz. Mahtumkulu’nun mahlasının “Firaki” olduğunu biliyoruz. Bu mahlası ise annesinden aldığını öğrendik.

Şiirin dördüncü bendi şu şekildedir:

“Aýra düşmez käkilik, çölde goýuban balasyn,

Aglaýyr bilbil mydam, äleme ýaýyp nalasyn,

Ak maralyň owlagy çyksa golundan, neýlesin,

Şum pelekde ýok utanç, saldy-la pyrkat hilesin,

Walydam, Mekge-Medinäm, mähribanym, kaýda sen?”

(Ayrı gidemez keklik, çölde bırakıp balasın,

Ağlar bülbül her daim, âleme yayıp nâlesin,

Ak geyiğin yavrusu çıksa elinden, neylesin,

Şom felekte utanç yok ki, koydu firkât hilesin…

Validem, Mekke Medine’m, mihribânım, neredesin?)

Şair annesine olan vedasını her beşliğinde farklı şekilde işlemiştir. Bu beşlikte ise hayvanlar aleminden yaptığı benzetmelerle annesine vedasını anlatmıştır. Şaire göre keklik, çölde yavrusunu bırakıp ondan ayrı kalamaz, bülbül ise her daim dünyaya feryat eder. “Şum pelekdeýok utanç, saldy-la pyrkat hilesin,” bütün bunların hepsi olsa ne olacak utanç yok ki felekte ayrılık acısını ona verdi diye isyan eder.

Şiirin beşinci bendi şu şekildedir:

“Il-güni bolmasa şalar tagtydan düşer gider,

Salsaň ol nara daragty, kül bolar, bişer gider,

Bozsaň ki ary hinini, döwr eýleýip, üýşer gider,

Ölse göz astyda owlak, gäbesi çişer gider,

Walydam, Mekge-Medinäm, mähribanym, kaýda sen?”

(İl uluslar olmasa şahlar tahttan iner,

Bıraksan o ateşi kül olur, pişer gider,

Bozarsan arı kovanını, birleşip gider,

Ölürse oğlak karnı şişer gider,

Validem, Mekke Medine’m, mihribânım, neredesin?)

Şair diğer bendinde annesinin vedasının kendisi üzerinde olan etkisini benzetmelerle anlatmıştı. Bu beşlikte ise “Il-güni bolmasa şalar tagtydan düşer gider,” diyerek annesini millete kendisini şaha benzetir. Eğer annesi olmazsa kendisinin de olmayacağını söyler.

Şiirin altıncı bendi şu şekildedir:

“Ýygnaýyrlar mallary bir kişi eýläp sarywan,

Ukuda ýatsa kişi, mallar ki çaşar bigüman,

Duşadyr börige her dem, galmaýa biri aman.

Düşdi başymga ki, dostlar, beýle bir ahyrzaman,

Walydam, Mekge-Medinäm, mähribanym, kaýda sen?”

(Toplarlar malları bir kişiyi deve çobanı yapıp,

Uyursa deve çobanı , mallar dağılır,

Kurt yer hepsini, kalmaz bir tane sağlam.

Düştü başıma dostlar böyle bir ahirzaman,

Validem, Mekke Medine’m, mihribânım, neredesin?)

Şiirin yedinci bendi şu şekildedir:

“Il-uluslar zar edip, kyldy özüni har-u zar,

Gyş paslyga öwrülibän, gitdi ol pasly-bahar,

Guýdy bulutlar ýagmyryn, halyma eýläp gahar,

Joşduryp dünýä ýüzün, umman deýin siller akar,

Walydam, Mekge-Medinäm, mähribanym, kaýda sen?”

(Millet sızlanıp, perişan etti kendini,

Kışa dönerek, gitti mevsim-i bahar,

Bıraktı bulutlar yağmurunu halime sinirlenip,

Çoşturup yeryüzünü umman gibi seller akar,

Validem, Mekke Medine’m, mihribânım, neredesin?)

Şair annesinin vedasının verdiği acının türlü doğal afetlere sebep olduğunu Türkiye Türkçesi’nde de kullanılan “Gyş paslyga öwrülibän, gitdi ol pasly-bahar,” (yazımı kışa çevirdin) sözleriyle açıklar. Döktü gözyaşını, bulutlar da onun bu haline sinirlenip seller akıttı.

Şiirin sekizinci benti şu şekildedir:

Girmişem baga rowan, solmuş ki gördüm güllerim,

Tyg degmeýen, tamy ösüp ölmüş ki ol bilbillerim,

Çykdy derýa kenaryndan, akdy dünýä sillerim,

Aglaýyr Aýym-Günüm, matam tutuban illerim,

Walydam, Mekge-Medinäm, mähribanym, kaýda sen?”

(Girmişim bağa revan, solmuş ki güllerim,

Ok değmeyen, damı geçip, ölmüş ki bülbüllerim,

Çıktı derya kenarından, aktı dünya sellerim,

Ağlıyor ayım-günüm, matem tutuyor illerim,

Validem, Mekke Medine’m, mihribânım, neredesin?)

Şairin annesinin ölümüne üzülen, feryat eden sadece şair değildir ok değmediği halde acısından ölen bülbüllerdir, yatağından taşan sulardır, ağlayan Ay ve Güneş’tir. Şair şiirinin her bir satırında annesi için kullandığı sözlü üçgeninin içine girer. Sadece kendi annesi olarak değil tüm dünyanın annesiymiş gibi vedasının etkilerini dile getirir.

Şiirin dokuzuncu bendi şu şekildedir:

“Goç ýigitniň goludan gaçdy bu gün, gör, gylyjy,

Uzamaz, ýetmez, zeminde, ýokdur onuň alajy,

Dökdi ýapragyn birden, ýas tutup serwi agajy.

Daýy, dogan-gardaşy zar eýleýip hem-de bajy.

Walydam, Mekge-Medinäm, mähribanym, kaýda sen?”

(Koç yiğidim elinden kaçtı bugün, gör, kılıcı,

Uzamaz,yetmez,zeminde yoktur onun ilacı,

Döktü yaprağın birden, yas tutup servi ağacı,

Dayı,akraba kardeşi zâr eylerler hem de bacı,

Validem, Mekke Medine’m, mihribânım, neredesin?)

 Şair bu bendinde kaybının doğadaki etkisini dile getiriyor. Yas tuttuğu için bir anda yaprağını döker servi ağacı onun da acısını gösterme şeklidir bu. Bütün akrabalar perişan olur kayıp karşısında.

Şiirin onuncu bendi şu şekildedir:

“Aýra düşüp käbeden, goýdum Pyragy adyma,

Il-ulus, hazynadan düşmez bir zerre ýadyma,

Gördi garakçy bu gün, gol urdy göwher zadyma,

Eredi daglaryň daşy, çydamady oduma,

Walydam, Mekge-Medinäm, mähribanym, kaýda sen?”

(Ayrı düşüp Kâbeden, koydum Firaki adımı,

İl ulus, hazineden düşmez bir zerre yâdıma,

Gördü eşkıya bugün el vurdu cevher zatıma,

Eridi dağların taşı, dayanmadı oduma,

Validem, Mekke Medine’m, mihribânım, neredesin?)

Şair son bendinde Oğuz mirasçısı Türkmen şair olarak annesi için kutsal anlamına gelen “kâbe” kelimesini kullanır. “Aýra düşüp käbeden, goýdum Pyragy adyma,” (Ayrı düşüp Kâbe’den, koydum Firaki adımı) Annesinden ayrı kalınca ayrılık anlamına gelen Firaki mahlasını alır. Öyle bir hal alır ki Firaki ne millet ne hazine aklına gelir ne de dağlarda taş kalır. Hiçbiri dayanamaz Firaki’nin içinde yanan ateşe.  İncelemenin sonucunda her ayrılığın acı olduğunu fakat ölüm ayrılığının insanı daha çok etkilediğine şahit olduk. Eğer bu ölüm ayrılığı annenin ayrılığı ise insanı, doğayı, yeryüzünde bulunan her şeyi derinden etkilediğini gördük. Herkes annesi için en iyi sıfatları düşünür fakat dile getirmekte zorlanır. Bizim dillendiremediğimiz bütün sıfatları  söz ustası Firaki en güzel haliyle dile getirir.

  Firaki’nin yazdığı bu eşsiz şiirin incelemesi bütün annelerimize armağanımızdır.

Kaynak

Güzel,Abdurrahman (2014). “Mahtumkulu Divanı- Türkmence-Türkçe”, Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı, Ankara.

Güzel, Abdurrahman (2014).“Mahtumkulu Divanı-Türkçe-Türkmence” , Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı, Ankara.

Sağlık Şahin,Gürcü Selcan (2019), Türkmen Türkçesinde “Kadın” İle İlgili Söz Varlığı. Ankara: Grafiker Yayınları.

Sağlık Şahin,Gürcü Selcan (2021), “Mahtumkulu’nun Dünyevî Aşka Yazılmış Şiirlerinde Kadın”. Uluslararası Türk Dünyası Yunus Emre Sempozyumu Bildiri Kitabı, Bengü Yayınları, Ankara:2021: 841-849.

Türkmen Diliniň Düşündirişli Sözlügi (2016). I-II tom, Aşgabat: Türkmen Döwlet Neşirýat Gullugy.

Devellioğlu Ferit (2000). Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat.  Ankara: Aydın Kitabevi Yayınları.  

Türkçe Sözlük (1998). I-II c. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.

  Sümeyya Günaydın Ankara üniversitesi,

dil ve tarih- coğrafya fakültesi çağdaş türk lehçeleri

ve edebiyatları mezunu

Türkmen mutasavvif şair: Mahtumkulu Firâki

Ýene-de okaň

TÜRKSOY Kıdemli Memurlar 4. Toplantısı Aşkabat’ta yapıldı

Türk Dünyası Sinema Zirvesi Aşkabat’ta düzenlendi

Birol Güven: Türk dünyası ile ortak filmler üretme projemiz var

Uluslararası Korkut Ata Film Festivali Aşkabat’ta başladı

Irak, Türkmenistan ile diplomatik ilişkileri yoğunlaştırmayı ve daimi bir büyükelçi atamayı planlıyor

Türkmenistan ile Kırgızistan, Hazar Denizi üzerinden kargoya yönelik tercihli tarifeleri görüştü