Türkmenistan Devlet Başkanı Sayın Gurbanguli Berdimuhamedov, TRT World Editörü Yusuf Erim’in sorularını yanıtladı. Türkmen Lider ile gerçekleştirilen söyleşide Türkmen-Türk münasebetleri, çeşitli düzeydeki bölgesel ve uluslararası işbirliğinin geleceği, Türkmenistan’ın devlet politikasının öncelikli alanları gibi konularda görüş alışverişinde bulunuldu.
– Sayın Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov! Devletin önemli faaliyetlerine rağmen bize ayırdığınız zaman ve TRT World TV kanalıyla yaptığımız röportaj için en içten teşekkürlerimizi sunarız. Türkmenistan ve Türkiye Cumhuriyeti, “Bir millet – iki devlet” sloganı ile karakterize edilen asırlık tarihi, dostane ve kardeşlik ilişkileri ile birbirine bağlıdır. Mevcut ikili işbirliği düzeyini nasıl değerlendiriyorsunuz ve bu yönde ileriye dönük çalışmalara ilişkin vizyonunuz nedir?
– Sorunuz için teşekkürler! Cevap vermeden önce, Türkmenistan da dahil olmak üzere Türk dünyasının tarihinin, gelenek ve göreneklerin, ülkelerin çağdaş kalkınmasının konu edildiği önemli çalışmalar yürüten Türkiye Cumhuriyeti Devlet Televizyon ve Radyo Kurumu’nun faaliyetlerine saygı duyduğumuzu ve takdir ettiğimizi belirtmek isterim.
Şimdi sorunuza döneceğim. Türkiye Cumhuriyeti ile bağlardan bahsederken hep onların kardeşlik karakterini vurgularız. Egemen devletler olarak siyasi, ekonomik ve insani alanlarda olduğu kadar uluslararası alanda da ikili ilişkilerimizin temelinde en başından bu yana “kardeşlik” tanımı yer almaktadır.
Geçen yüzyılın sonunda, Türkmen devletinin oluşumu sırasında Türkiye’nin Türkmenistan’a verdiği desteği asla unutmayacağız. Türkiye, bağımsızlığımızı tanıyan ilk ülke oldu ve Aşkabat’ta diplomatik misyonunu açtı. Türkmenistan’ın tarafsız yasal statüsünün uluslararası tanınmasının tüm aşamalarında Türkiye Cumhuriyeti’nin desteği özellikle önemliydi.
O dönemde gelişen Türkmen-Türk işbirliği gelenekleri, ilişkilerimizin özel doğası yıllar içinde değişmekle kalmadı, daha da güçlendi ve iki halk ve devlet arasındaki bağların geliştirilmesi için sağlam bir temel haline geldi.
Ekonomik alanda, Türkmenistan’ın uzun vadeli başarılı bir ortağı olan Türkiye, ticaret hacmi ve yatırımlar açısından ülkemizde önde gelen konumlardan birini teşkil ediyor.
Dış politikada, uluslararası arenada Türkmenistan ve Türkiye Cumhuriyeti, barış, istikrar ve güvenliğin sağlanması, çağımızın zorluklarına karşı koyma, küresel boyutta Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşma alanında aktif olarak işbirliği yapmaktadır.
İnsani alanda, bilim, eğitim, kültür ve gençlik alanındaki bağlarımız gitgide genişliyor.
İki halkın ortak zengin tarihi mirasına dayanarak geleceğe güvenle bakıyor, işbirliği için ortak planlar yapıyor ve bunları başarıyla uyguluyoruz.
Bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, kadirli doğanım Recep Tayyip Erdoğan’ın devletlerarası diyaloğun gelişmesine kişisel katkısını ayrıca belirtmek isterim. Onunla iletişim kurarken, Türkmenistan’a karşı her zaman özel bir tutum, işbirliğine sürekli hazır olma duygusu hissedilir.
Tarihsel bağın sürekliliği, mevcut hedef ve fırsatların ortaklığı, ikili ortaklığın muazzam potansiyelinin varlığı anlayışından hareket ederek, Türkmen-Türk işbirliğinin geleceğini birlikte inşa ediyoruz. İki ülke ve halkların yararına olan ilişkilerimizin harika geleceğine kesinlikle inanıyorum.
– Bu yıl Türkmenistan bağımsızlığının 30. yılını kutladı. Sizce ülkenin son dönemdeki en önemli başarıları nelerdir ve önümüzdeki hedeflerden bahseder misiniz?
– Bence asıl başarı, Türkmenistan’ın dünyada bağımsız, egemen, güçlü ve yüksek prestij kazanmış bir devlet olarak oluşmasıdır. Geri kalan her şey, elbette, Türkmen halkının modern tarihinin belirleyici temelini oluşturmasıdır.
Başarıların maddi yönü hakkında konuşursak, bu göstergeler hem ekonomide hem de sosyal alanda ve diğer alanlarda yeterince önemlidir.
Bugün Türkmenistan, istikrarlı bir şekilde gelişen ekonomisi, büyük bir sanayi ve üretim üssü, çok modlu bir ulaşım ve iletişim sistemi, güçlü bir enerji kompleksi ve modern tarımı olan bir devlettir.
Gayri safi yurtiçi hasıla yıllık büyümesi yüzde 7-10 düzeyinde sabit kalıyor. Geçen yılki mevcut dünya ekonomik gerilemesinde bile, bu rakam yüzde 5,9 idi.
Devlet politikamızın öncelikli alanı sosyal alandır. Devlet bütçe fonlarının yüzde 70’i bu alana tahsis edilir. Ülkemizde büyük ölçekli konut binaları, uluslararası standartlara uygun modern sosyal binalar inşaatı devam etmektedir. BM İnsani Gelişme Endeksleri ve Göstergeleri’ne göre Türkmenistan bu alanda yüksek göstergelere sahip ülkelerden biridir. Dünyada ortalamanın üzerinde gelire sahip ülkeler arasındayız.
Bağımsızlığımızın en büyük başarısı, Birleşmiş Milletler tarafından Türkmenistan’ın daimi tarafsızlığının yasal statüsünün tanınmasıydı. Bu, yalnızca ulusal çıkarları sağlamaya yönelik bağımsız bir dış politika uygulamamıza değil, aynı zamanda tüm devletlerle dostane, eşit, karşılıklı saygıya dayalı ilişkiler kurmamıza, onlarla ekonomi, ticaret ve yatırım alanlarında işbirliğini geliştirmemize olanak tanımaktadır.
Bütün bunların Türkmenistan’ın gelişimi, ekonomik ve üretim üssünün modernizasyonu üzerinde olumlu bir etkisi vardır, iş sayısında artışa, sosyal programların uygulanmasına ve nüfusun yaşam koşullarının kalitesinin iyileştirilmesine katkıda bulunur.
– Birkaç gün boyunca, geçmiş tarihi dönemin bugünün kültürüyle birleştiği Aşkabat’ı gezdim. Geçmişten gelen ilkeleri ile modern gelenekler arasında bir denge kurmayı nasıl başarıyorsunuz?
– Türkmen gençliği ve üniversite öğrencileri ile yakın zamanda yaptığım bir toplantıda, tarihimizin sürekliliği, gelenekler ve modernite arasındaki ilişki konusuna odaklandım.
En değerli mirasın, özünde eğitim ve bilim olan terbiye olduğunu belirtmiştim. Doğru ve kapsamlı eğitim, her şeyden önce, tarihe, geleneklere, atalarımızın deneyimine ve yüzyıllardır sınavı geçen ahlaki değerlere dayanmaktadır.
Ecdatlarımızın kahramanca yolu, Vatan’ın harika tarihi, gençlerimiz için örnek bir okuldur.
Birinci binyılın başında Büyük Hun devleti, Roma ve Çin imparatorluklarına rakip olan Türkmen Parfiya krallığı, ikinci binyılda Hindistan’a kadar uzanan Gazneli Türkmenlerin devleti, Büyük Selçuklu Türkmenlerinin devleti, Köhneürgenç Türkmenlerinin devleti, Karakoyunlu ve Akkoyunlu Türkmenlerinin devleti – tüm bunlar Türkmenistan’ın ve Türkmen halkının tarihi yolunun büyüklüğünün açık bir kanıtıdır.
Eski yazılı kaynaklara ve ünlü tarihçilerin eserlerine başvurmalısınız. İnsanlık tarihi boyunca Türkmen halkının barış ve hümanizm değerlerine bağlı olduğunu, büyük bir tarih ve kültür yarattığını teyit ederler.
Merv, Gürgenç, Nisa, Abiverd, Dehistan, Sarahs, Amul, Zemm, Şehrislam gibi büyük şehirler bu topraklarda kurulmuştur. Büyüyen şehirler ve bilim ve eğitim merkezleri olarak kabul edildiler. Bu şehirler dünya bilim, kültür, edebiyat ve sanatının gelişmesine önemli katkılarda bulunmuştur.
“Türkmenistan – Büyük İpek Yolu’nun Kalbi” kitabında, Türkmen halkının tarihi yolunu sürdürmek ve ulusal gelenek ve kazanımların nesilden nesile aktarılmasını sağlamak amacıyla gençlerimize arzularımı özetledim. Bu görüşmede, bilimin yeni parlak yıldızlarının, daha önce üzerinde yaşamış büyük şahsiyetler gibi dünyaca ünlü şahsiyetlerin dünyamıza büyük katkılar sağlayacağına olan inancımı ifade ettim.
Bu sözleri söylemek için her türlü nedenim var, çünkü Türkmen gençliğinin eğitimi ve yetiştirilmesi konusunda iyi düşünülmüş bir devlet politikası bugün büyük sonuçlar veriyor.
Büyük ecdatlarının başarılarından ilham alan gençlerimiz, bilimsel faaliyetlerde yüksek sonuçlar elde ediyor. Çeşitli derslerde uluslararası olimpiyatlarda ödüller kazandılar. Dünyanın en büyük spor müsabakalarında ön saflarda yer alıyorlar. Devletimiz, gençlerin eğitim, bilim ve spora olan tutkusunu da maddi olarak desteklemektedir.
– Tabii ki, şehirde dolaşırken Türkmen Halı Müzesi’ni de ziyaret ettim, Ulusal Binicilik Oyunları “Galkınış” grubunun performanslarına hayran kaldım ve ayrıca Olimpiyat kasabasının spor komplekslerini inceleme fırsatım oldu. Gelecek nesiller için yaptığınız büyük işi kendi gözlerimle gördüm. Buna tanık olarak Türkmenistan’ın başarılarından gurur duyuyorum.
Bölge ülkeleriyle ilişkileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Lütfen bize meslektaşlarınızla işbirliği hakkında bilgi verirmisiniz?
– Etkili, güvenilir ve olumlu sonuçlar elde etmeyi amaçladığını takdir ediyorum. İlişkilerimizde, iyi komşuluk, karşılıklı saygı, halklarımızın kültürel yakınlığı ilkeleri tarafından yönlendiriliyoruz. Böyle sağlam bir temel, geleceğe güvenle bakmayı, her alanda büyük ölçekli, uzun vadeli ve sosyal açıdan önemli işbirliği planları hazırlamayı mümkün kılıyor.
Bu yılın Ağustos ayı başlarında Türkmenistan’da Orta Asya Devlet Başkanları İstişare Toplantısı yapıldı. Bu, yüksek devlet düzeyinde yeni bir siyasi ilişkiler biçimidir ve Orta Asya’daki yaratıcı süreçleri geliştirmek için kalıcı bir platform olacağına eminiz.
Bölgedeki meslektaşlarım, Orta Asya devletlerinin saygın Cumhurbaşkanları ile birlikte, bölgenin sürdürülebilir ilerici kalkınmasını ve yaşayan halkların refahını sağlamak için sistematik olarak müzakereler yürütüyor, karşılıklı mutabık kalınan kararların alınması için çalışıyoruz.
Görüşmelerin gündeminde bölgede barış, istikrar ve güvenliğin korunması, ekonomi, enerji, ulaştırma ve iletişim, çevre alanlarında işbirliğinin geliştirilmesi ve Orta Asya’nın dünya ekonomik ilişkilerine entegrasyonu konularının çözülmesi yer alıyor.
Bir buçuk yıldır ülkelerimiz çabalarını birleştirerek pandeminin yayılmasına karşı ortaklaşa mücadele ediyor. İlaç, tıbbi ekipman, kişisel koruyucu ekipman ve diğer destek türlerinin yanı sıra Orta Asya devletleri, ticari ilişkileri uygun düzeyde sürdürmeye, mal taşımacılığı için fırsatlar yaratmaya ve ekonomik projeleri hayata geçirmeye yönelik bir dizi önlem geliştirmiş ve uygulamıştır. Beş ülkenin liderleri, dostluk ve işbirliğini düzenli ve tutarlı bir şekilde güçlendirme, iyi komşuluğu, birlik ve tarihi bölünmezliğini koruma isteklerini bir kez daha teyit ettiler.
– Yakın zamanda “Azerbaycan-Türkmenistan-Türkiye” üçlü zirvesi yapılacak. Bu Zirveden ne gibi sonuçlar bekliyorsunuz ve gündemi nedir?
– Bu format oluşturuldu ve üç kardeş devletin ve halkın uzun vadeli çıkarlarını karşıladığından ve bu nedenle büyük talep gördüğünden ve bu nedenle tam olarak uygulanacağından eminim.
Şu anda, Türkmenistan, Azerbaycan ve Türkiye arasındaki ilişkilerin düzeyi, siyasi, ekonomik, ticari ve insani alanlarda üçlü işbirliğini güvenli ve etkili bir şekilde geliştirmeyi ve iyileştirmeyi mümkün kılıyor.
Ülkelerimiz, küresel barışı, istikrarı ve güvenliği korumak ve güçlendirmek için ortak çaba sarf etmektedir. Bölgesel konularda yapıcı ortaklık ve karşılıklı anlayış ilkelerini tutarlı ve kararlı bir şekilde teşvik ederler.
Türkmenistan, Azerbaycan ve Türkiye’nin yaklaşımları Orta Asya, Hazar ve Karadeniz bölgelerinin kalkınmasında olumlu etki yapmaktadır. Bu, yukarıda bahsedilen bölgelerin Avrasya’nın bu bölümünde uzun vadeli istikrar için sağlam bir temele dönüşmesine katkıda bulunur.
Ticari ve ekonomik ilişkiler, karşılıklı yarara dayalı ve eşit bir temelde düzenli olarak gelişiyor. Üç devletin potansiyelinin yoğunlaşması, ortak kaynakların kullanımı, coğrafi, endüstriyel ve teknolojik yetenekler sadece ulusal ekonominin gelişimine güçlü bir ivme kazandırmakla kalmaz, aynı zamanda bunun jeo- ekonomik yapı, Avrasya alanı boyunca yeni bir yaratıcı anlam ve bakış açısı kazandırıyor.
Öncelikle enerji, ulaşım, iletişim gibi stratejik alanlardan bahsediyoruz. Türkmenistan, Azerbaycan ve Türkiye’nin Doğu-Batı yönünde güvenilir bir ulaşım ve enerji köprüsünün oluşturulmasında ileri ve aktif bir pozisyon aldığından eminim. Bilinen nedenlerle ertelenen Türkmenistan, Azerbaycan ve Türkiye Devlet Başkanları toplantısının yakın bir zamanda yapılmasını umuyoruz.
Üç kardeş devlet arasındaki ilişkilerin tarihinde parlak bir sayfa açacak, işbirliğimizin gelişmesine ve zenginleşmesine katkıda bulunacak bu toplantı, Türkmen, Azerbaycan ve Türk halklarının dayanışma ve birliğinin bir başka kanıtı olacaktır.
– Türkmenistan, bölge ülkeleri ve dışında yer alan devletlerle enerji, ulaştırma, ticaret ve diğer alanlarda başarılı bir şekilde ikili ilişkiler kuruyor. Sizce en önemli projeler hangileri?
– Gelişimleri sırasında belirlenen hedeflere tam olarak uydukları için hepsi önemlidir. Halihazırda uygulanan ve şu anda uygulanmakta olan projelerden bahsediyoruz.
Bunlar Türkmenistan-Çin boru hattı, Kazakistan-Türkmenistan-İran demiryolu, Türkmenistan-Afganistan-Pakistan enerji nakil hatları, Türkmenistan-Afganistan-Pakistan fiber optik iletişim sistemi, Türkmenistan ve Afganistan arasındaki Serhetabat-Turgundi demiryolu gibi projelerdir.
Tabii ki Türkmenistan-Afganistan-Pakistan-Hindistan doğalgaz boru hattının yapımı enerji projeleri arasında stratejik öneme sahip. Türkmenistan’dan Çin’e uzanan doğalgaz boru hattının dördüncü kolunun Orta Asya topraklarında inşa edilmesinin de planlandığı belirtilmelidir.
Taşımacılık sektöründe Afganistan – Türkmenistan – Azerbaycan – Gürcistan – Türkiye güzergahı boyunca proje için büyük bir gelecek görüyoruz.
– Sayın Devlet Başkanı, Türkmenistan’ın bu yıl Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’ne gözlemci olarak katılması bekleniyor. Bu Kuruluşa bu sıfatla katılma kararına neden olan koşullardan bahsedermisiniz?
– Bildiğiniz gibi, Uluslararası Barış ve Güven Yılı ilan edilen bu yıl, Türkmenistan kutsal bağımsızlığın görkemli 30. yıldönümünü geniş çapta kutluyor. Geçen yıl, Türkmenistan başka bir önemli tarihi kutladı – uluslararası düzeyde kalıcı olarak tarafsız bir devlet olarak tanınmasının 25. yıldönümü bayramıdır.
12 Aralık 1995 tarihli Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Kararı ile tanınan, 185 ülke tarafından oybirliğiyle kabul edilen ve 3 Haziran 2015 tarihli Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Kararı ile ikinci kez yeniden teyit edilen daimi tarafsızlığın yasal statüsü Türkmenistan’ın dış politikasının temel bir ilkesidir.
O zamandan beri ülkemizin uyguladığı tarafsız dış politika, etkinliğini ve dünya toplumunun uzun vadeli çıkarlarına uygunluğunu açıkça göstermiştir.
Daimi tarafsızlığa dayanan Türkmenistan, tüm ülkelerin ve halkların temel çıkarlarını karşılayan geniş uluslararası işbirliğini geliştirmeye yönelik önemli girişimlerde bulunmakla kalmayıp, aynı zamanda bunları pratikte hayata geçirmek için adımlar atmaktadır.
Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’ne gözlemci olarak katılma kararına yol açan koşullardan bahsedecek olursak, Türkmenistan toplantılarında her zaman üst düzeyde aktif rol almaktadır. Aynı zamanda ülkemiz, Türkçe konuşan tüm devletlerle çeşitli yönlerde dostane ve karşılıklı yarara dayalı işbirliği geliştirmektedir. Bu nedenle Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’ne gözlemci olarak katılma kararı aldık.
Türkmenistan’ın Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’ne gözlemci olarak katılmasının, bu Örgütün faaliyetlerine, kendi çerçevesinde siyasi, ticari, ekonomik, kültürel ve insani ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunacağına inancım tamdır.
– Aile ilişkilerine ve aile üyelerine büyük saygı duyduğunuz herkes tarafındna bilinmektedir. Aile kavramı sizin için ne ifade ediyor?
– Benim için, genel olarak Türkmenler için aile ilişkileri, çocuklarımıza ve torunlarımıza aktarılan kutsal bir mirastır.
İnsanın en iyi özelliklerinden biri, ana-babasına duyduğu sınırsız sevgidir. Türkmen atasözünde de belirtildiği gibi, “Babanı sevindirirsen Cenab-ı Hakk’ın rahmeti iner, anneni sevindirirsen Peygamber’in rahmeti iner.”
Dürüst ve doğru bir insan olmak, görevini özenle yapmak, insanlara yardım etmek, ahdine sadık olmak, ülkesini, tarihini, vatanı sevmek, kendi sürekliliğine göre hareket etmektir. Aynı zamanda, bir insan ve bir politikacı olarak oluşumumda özel bir etkisi olan bu kavramların devam ettiirlmesine önem veriyorum.
– Boş zamanınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Çok az boş zamanım var ve çalışma saatleri şafaktan önce başlayıp akşam geç saatlerde bitiyor. Dinlenme zamanına gelince, onu faydalı ve anlamlı geçirmeye çalışıyorum – çok okuyorum veya düzenli olarak yaratıcılık ve spor yapıyorum.
– Devlet Başkanı olarak göreve başlamadan önce tıp alanında eğitim aldınız, Türkmenistan Sağlık ve Medikal Sanayi Bakanı olarak çalıştınız. Birkaç kitabınızı gördüm ve okudum. Siz seçkin bir politikacı, yazar, bilim adamısınız. Mevcut genç nesile meslek seçerken ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
– Bu seçim, belirli bir uzmanlıkda ustalaşmak isteyen bir gencin mesleki ilgisiyle ilişkilendirilmelidir. Meslekte mükemmelliğe ulaşmak için işinizi sevmeniz gerekir, o zaman başarı gelecektir. Elbette işinizi her zaman insanların ana emeğinin bir parçası olarak görmelisiniz. Hayatta değerli bir yer bulmak için seçtiğiniz mesleğe iyice hakim olmaya çalışmalıdır. Mesleki niteliklerini geliştirmeye çalışmalıdır.
Kendini mesleğine adamış, mesleki becerilerini geliştirmeye çalışan bir kişi, insanlar arasında prestij kazanacak ve saygı görecektir. Öncelikle gönlünüze göre bir meslek seçmelisiniz. En üst düzeyde ustalaşmaya çalışmalısınız. Nitelikli bir uzman olmak için her zaman çok okumak, çalışmak ve kendini geliştirmek gerekir.
Bu nedenle, yeteneklerine ve becerilerine göre meslek seçimini ana görevlerden biri olarak görüyorum!
– Sayın Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov! Çok önemli devlet işlerine rağmen bize vakit ayırıp TRT World TV kanalına röportaj verdiğiniz için çok teşekkür ederiz. Bununla gurur duyuyoruz!
Avusturyalı ÅŸirketlere Türkmenistan’a yatırım çaÄŸrısı