Hiç olmadığı kadar popüler olan karavan seyahatleri, vaktini özgürce yeni yollar ve rotalar keşfederek geçirmek isteyen gezginlere benzersiz deneyimler yaşatıyor. Türkiye de karavancı tatilcilere ilham veren bölgeleriyle sayısız seçenek sunuyor. Yeşilin maviyle buluştuğu manzaraları, antik kentleri, güzel köyleri ve Türk mutfağının harika lezzetlerini bir arada sunan Türkiye, tüm bu ayrıcalıklarıyla karavan sever konuklar için ideal bir seçim oluyor.
Ege’den Akdeniz Güneşine Doğru
İşte, Kuzey Ege’nin tarihi kalbi Çanakkale’den başlayan ve Akdeniz’in gözde liman kenti Antalya’ya uzanan büyüleyici bir rota… Karavanınızla izleyeceğiniz bu rotanın startını verdiğiniz Çanakkale, özellikle tarih tutkunları için sayısız seçenek sunuyor. Çanakkale’de Homeros’un İlyada ve Odysseia destanlarının izini sürebileceğiniz Troya Antik Kenti’ni ziyaret edebilir; Avrupa Müze Akademisi Özel Ödülü’nün de sahibi muhteşem Troya Müzesi’ni keşfedebilirsiniz. Çanakkale’nin şirin ilçesi Ayvacık’a geldiğinizde Assos antik kentini keşfedebilirsiniz. Ayvacık’ta ayrıca Kaz Dağı’nın eteğinde karavanınızı park edebileceğiniz çok sayıda kamp ve glamping alanı da bulunuyor.
Çanakkale’den İzmir’e giden bu rotada sizi , tarihi denizcilik kasabası Foça, enginarıyla ünlü Urla ve Türkiye’nin 21 “yavaş şehrinden (Cittaslow) ilki olan’ Seferihisar gibi deniz-kum-güneşin tadını çıkarabileceğiniz pek çok güzel destinasyon karşılayacak. Tarihi evleri ve lezzetli şaraplarıyla ünlü Şirince ile popüler tatil bölgeleri Çeşme ve Alaçatı da yine bu güzergahta karşınıza çıkacak. İzmir’de aynı zamanda Efes başta olmak üzere, Pergamon ve Klozamenai da dahil, birçok önemli tarihi antik kenti keşfedebilirsiniz. Ege’de deniz ürünlerinden otlara uzanan zengin Ege mutfağını deneyimlemek ve Ege kahvaltısı ile güne başlamak ise mutlaka yapılması gerekenler arasında.
Rotanın devamında Akdeniz ve Ege denizinin birleştiği noktada bulunan Muğla’da ise sizi, her biri ayrı bir turizm cenneti olan Bodrum, Fethiye, Marmaris, Datça ve Köyceğiz gibi birçok sahil kasabası bekliyor. Mavi ile yeşilin iç içe geçtiği bu harika rotada hem eğlence hayatıyla dikkat çeken hem de Bodrum Sualtı Müzesi ve Halikarnas Mozolesi’nin kalıntılarına ev sahipliği yapan parıltılı tatil merkezi Bodrum’a biraz daha fazla vakit ayırabilirsiniz. Eğer köklü medeniyetlerin izlerini keşfetmek isterseniz Lagina Antik Kenti, Herakleia Antik Kenti, Letoon Antik Kenti, Stratonikeia Antik Kenti ve konumu itibarıyla de büyüleyici olan Knidos Antik Kenti’ni ziyaret edebilirsiniz. Datça Yarımadası’nın en ucunda bulunan ihtişamlı Knidos Antik Kenti’ni keşfettikten sonra kendine has sakinliğiyle dikkat çeken Datça’nın tadını çıkarabilirsiniz.
Dünyanın en güzel beach’leri arasına adını yazdıran ve Dünya Mirasını Koruma Vakfı tarafından, dünya üzerinde korunması gerekli 100 dağdan biri olarak ilan edilen Babadağ’ın eteklerinde bulunan Ölüdeniz ve Kelebekler Vadisi Plajı da yine bu rotanın içinde. Bölgede Çam ağaçlarının gölgesi eşliğinde karavanınızı park edebileceğiniz pek çok alan ve tesis bulunuyor. Buraya kadar gelmişken; Türkiye’nin en ünlü yamaç paraşütü rotası Babadağ’ın eteklerinde havada süzülmeyi de unutmayın.
Dünyanın En Fazla Mavi Bayrak’lı Şehri Antalya
Karavanınıza tekrar atladığınızda yollar sizi Türk Rivierası’nın kalbi Antalya’ya götürecek. Dünyanın en fazla Mavi Bayrak’lı şehri Antalya, kumsalları ve olağanüstü doğasıyla gerçekten de büyüleyici. Bu özellikleri, binyıllar boyunca pek çok medeniyetin burayı mesken tutmasını da sağlamış. Bu tarihi zenginliği ise Side, Perge, Aspendos, Myra ve Patara da dahil; şehrin görkemli antik kentlerinde keşfedebilirsiniz. Antalya sınırları içinde ayrıca aralarında Likya Yolu, Pisidia Kültürel Miras Yolu ve St. Paul Yolu gibi dünyanın nefes kesici yürüyüş parkurlarından bazıları da yer alıyor. Türkiye’nin ve dünyanın sayılı dalış turizmi merkezlerinden olan Kaş da yine bu şehrin sınırları içinde. Kaş’a geldiğinizde, dünyanın en güzel plajları arasına adını yazdıran Kaputaş Plajı’na uğramayı unutmayın.
Ormanlar Eşliğinde Bir Rota: Karadeniz Sahil Şeridi
Türkiye’nin kuzeyinde, deniz ile ormanlık dağ yamaçlarının iç içe geçtiği sahil şeridiyle göz kamaştıran Karadeniz Bölgesi de Türkiye’nin en sevilen karavan rotaları arasında yer alıyor. Karavanla İstanbul’dan Karadeniz’e doğru yola çıktığınızda ilk durağınız ormanlarla kaplı Bolu olacak. Bolu’dan, ahşap ve cumbalı Türk evlerine hayran kalacağınız Safranbolu’ya geçebilir; oradan da yemyeşil Kastamonu’ya doğru yol alabilirsiniz.
Doğal güzellikleriyle ziyaretçileri kendine hayran bırakan tarihi liman şehri Samsun da bu rotayı güzelleştiren diğer bir durak. Burada Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti’ni ziyaret edebilirsiniz. Samsun’dan sonra yol sizi doğal güzellikleriyle ünlü Ordu’ya doğru götürecek. Perşembe ve Çambaşı yaylaları, Çiseli ve Uzundere şelaleleri, Geçilmez Kanyonu ve modern yaşamı sadelikle birleştiren Yeşilce Köyü, Ordu’nun mutlaka görmeniz gereken yerlerinden sadece birkaçı. Bir sonraki durak olan Trabzon’da ise sizi gerçek bir kültür hazinesi bekliyor. Sümela Manastırı, şehrin olduğu kadar, Türkiye’nin de en önemli kültür mirasları arasında. Doğu Roma İmparatorluğu döneminde kayalıkların üstüne inşa edilen bu görkemli manastır, 2000 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alıyor. Karadeniz’in diğer harika rotaları Rize ve Artvin’de ise yamaçlı vadiler, zümrüt yeşili yaylalar, coşkulu dereler ve tarihi kalelerle karşılaşacaksınız. Bu bölgede aynı zamanda mutfağın iklime bağlı olarak kendine has bir şekilde değiştiğini, bu yeşil şehirlerde binbir çeşit otun ve hamsi başta olmak üzere balığın sofrada baş köşeye kurulduğunu göreceksiniz.