Aşkabat’ın kuzeybatı kesiminde yapım aşamasında olan bir konut kompleksinin 16. Etabı kapsamındaki yeraltı iletişiminin döşenmesi sırasında, inşaatçılar eski bir yerleşimin izlerini buldular. İki metreden daha derin bir derinlikte, bir ekskavatör kepçesi yanlışlıkla büyük bir seramik amforaya çarptı.
Yaklaşık 1 metre yüksekliğinde bir tarihi eser olduğu ortaya çıktı. Çalışmaya derhal son verildi ve belirlenen kurallara uygun olarak keşif bilgisi Ulusal Tarihi ve Kültürel Eserleri Koruma, Etüt ve Restorasyon Müdürlüğü’ne devredildi.
Bölgeye gelen bir grup arkeolog çukuru inceleyerek bitişiğindeki alanı kazdı. Sonuç olarak, tamamen bozulmamış iki eser daha keşfedildi. Hepsi yüzyıllar önce bu yerde var olan bilinmeyen bir binanın aynı odasın kalmış gibi görünüyor.
Uzmanlar, buluntuların yaklaşık yaşını ve kültürel kimliğini kolayca belirlediler. Tahıl veya sıvı depolamak için kullanılmıştır. Parfiya dönemine ait tarihi eserler ile ilgili çalışmalar yapılacak.
Bulgu tarihçileri şaşırtmadı: Son iki bin yıldır, modern Aşkabat ve çevresi, birbirinden oldukça uzakta bulunan bir kale, mülk ve köy ağıydı. Burada, eski Türkmen köyü Köşi topraklarında, geçen yüzyılın ortalarında, Parfiya dönemine ait iki büyük kale ve birkaç küçük kalıntı bulunmaktadır. En büyük tepe Türkmenler tarafından Köne-kala olarak adlandırıldı. 13 metre yüksekliğeindeki tepe bazı eski kalıntıları hala korunmaktadır.
Eski Aşkabat’ın kaleleri, korunan yerleşim yerleri ve sarayları yarım daire şeklinde konumlanmış ve doğudan batıya doğru uzanmaktadır. Tarihçiler, bugünkü Aşkabat’ın orta kesimindeki yerleşimin o zamanlar zaten büyük bir şehir olduğunu düşünüyorlar.