Sıfır Atık çalışmaları ile dikkat çeken Türkiye’nin, iklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilir kalkınma planları kapsamında, geçen yıl Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’na sunduğu öneri üzerine alınan kararla artık 30 Mart tüm dünyada “Uluslararası Sıfır Atık Günü” olarak kutlanıyor. Türkiye’nin ana sunucu, 105 ülkenin ise ortak sunucu olduğu BM Kurulu’nda ilan edilen Uluslararası Sıfır Atık Günü ile Türkiye’nin sıfır atık yaklaşımı dünya çapında teşvik ediliyor.
Çevrenin korunması ve atık yönetimi açısından büyük önem taşıyan Sıfır Atık Projesi’yle Türkiye, dünyayı yakından ilgilendiren tüm çevre ve doğa koruma projelerinde model ülkelerden biri olarak ön plana çıkıyor. Projeyle israfın önlenmesi, kaynakların daha verimli kullanılması, atık oluşum sebeplerinin gözden geçirilerek atık oluşumunun engellenmesi veya minimize edilmesi, atığın oluşması durumunda ise kaynağında ayrı toplanması ve geri kazanımının sağlanması hedefleniyor.
Atıksız ve Sürdürülebilir özellikleriyle dikkat çeken Türk Mutfağı da dünyaya örnek oluyor…
Hayatın her alanında üretilen atık miktarını azaltmayı ve sıfıra indirmeyi amaçlayan sıfır atık felsefesinde en önemli noktalardan biri ise atıksız mutfak uygulamalarının benimsenmesi. Günümüzün koşullarında artık bir gereklilik haline de gelen atıksız mutfak, aslında yüzyıllardan bu yana Türk mutfağının en önemli özellikleri arasında yer alıyor.
Atıksız ve sürdürülebilir mutfak felsefesiyle paralellik gösteren Türk mutfağı, hiçbir gıdanın israf edilmemesi esasına dayanıyor ve her malzemeyi değerlendirmeye yönelik çözümler sunuyor. Türk mutfağında, sofranın geleneksel lezzetlerle süslenmesi, doğal ve organik malzemelerin kullanılması, birçok vegan ve vejetaryen yemek tarifinin olması, yemek tariflerinde kullanılan besinlerin atık oluşturmadan değerlendirilmesi ve tüm ailenin aynı kalabalık sofrada buluşması gibi özellikler, bu topraklardaki yaşam biçiminin temelini oluşturuyor.
Türkiye’de Sürdürülebilir Turizm
Türkiye ayrıca dünyanın en üst çevre ve sürdürülebilirlik platformu olan Global Sustainable Tourism Council (GSTC)[1] ile Ulusal Sürdürülebilir Turizm Programı hazırlamak üzere bir iş birliği anlaşması imzalayarak da tüm dünyaya örnek oldu.
Bu anlaşma kapsamında turizm endüstrisini önümüzdeki üç sene içinde yeniden yapılandırmayı hedefleyen Türkiye, sürdürülebilir turizm alanında hükümet nezdinde ulusal bir program geliştirmek için kolları sıvayan dünyadaki ilk ülke konumunda. Geçen yıl başlatılan bu program, yerel halk için sosyal ve ekonomik faydaları en üst düzeye çıkarmayı, kültürel mirası geliştirmeyi, biyolojik çeşitliliği, ekosistemleri ve doğal güzellikleri korumayı, kirliliği azaltmayı ve kaynakları muhafaza etmeyi amaçlanıyor. İlk etapta konaklama tesisleri için tasarlanan Sürdürülebilir Turizm Programı kapsamında 2030 yılına kadar kademeli olarak geçiş sağlanacaktır. Etkin sürdürülebilirlik planlaması sayesinde konaklama tesislerinin sürdürülebilirliğe yönelik çalışmalarını sürekli iyileştirerek gelişimleri teşvik ediliyor. Bu kapsamda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 15 Kasım 2022’de yayınlanan genelge ile Türkiye’deki tüm konaklama tesislerine 1. Aşama Sürdürülebilir Turizm Belgesi’nin 2023 yılı sonuna kadar alınma zorunluluğu getirildi.
[1] GSTC Hakkında
Küresel Sürdürülebilir Turizm Konseyi (GSTC), GSTC Kriterleri olarak bilinen küresel sürdürülebilirlik standartlarını oluşturur ve yönetir. GSTC Kriterleri sürdürülebilir turizme ilişkin ortak bir anlayış sağlamak adına oluşturulmuştur. Kısaca- “GSTC-D”- olarak da bilinen GSTC Destinasyon Kriterleri, herhangi bir turizm destinasyonunun ulaşmayı amaçlaması gereken minimum seviyedir. Sürdürülebilirlik kriterleri dört ana konu etrafında düzenlenmiştir: sürdürülebilir yönetim; sosyo-ekonomik etkiler; kültürel etkiler ve çevresel etkiler. Bu konular, turizm sektörünün tümüne uygulanabilmektedir.