GENEL

Celalettin Türkmen ya da Celalettin Menburnu hakkında

Türkmenistan’ın zengin tarihi ve tarihi şahsiyetleri hakkında “Atavatan Türkmenistan” Uluslararası Dergisinin www.atavatan-turkmenistan.com sitesinde çeşitli tarihi yazıları okurlarımıza sunmaya başladık. Bu tarih ile ilgili yazı dizimizde ilk olarak Celalettin Türkmen hakkında merak edilen konuları 4 yazı dizisinde sunduk. Türkmence sunduğumuz yazı dizisini kısaca Türkçe derledik. Yazı dizinin tamamını Türkmence olarak okumak için buraya tıklayınız!

Türkmenistan bağımsızlığının kazanılmasıyla birlikte, okul öğrencileri Nuh (a.s), Oğuz Han, oğulları (Günhan, Ayhan, Yıldızhan, Gökhan, Dağhan, Denizhan), Görogly, Gorkut Ata, Tomris (Ömür Han), Zerinay, Sırak, Selçuk ibn Dukak, Toğrul ve Çağrı Bey, Alp Arslan, Melik Şah, Sultan Sancar, İl Arslan, Tekeş Şah, Muhammed Şah ve diğerleri hakkında bilgi kaynaklarına ulaşmaya başladı. Türkmen halkının tarihinde pek çok açıdan isimleri henüz bilinmeyen pek çok tarihi şahsiyetler bulunmaktadır.

Son 815 yıldır Celalettin Menburnu’nun kimliği sadece Türkmenleri değil, Müslüman tarihi ile ilgilenen herkesin ilgisini çekmiştir. Celalettin Türkmen kısa hayatı çeşitli olaylara tanıklık etti. Celalettin savaşlarda zafer kazandı, mağlup oldu. Eceline susamış gibi savaşarak, düşmanın karşısında hiçbir zaman küçülmemiştir.

Düşmanları, yani Moğollar ve aynı zamanda onun dönemine ait Hanlar Celalettin’e mal ve mülk teklif etmişlerdir. Ancak, Celalettin mal-mülkü elinin tersi ile iterek, Türkmen halkının bağımsızlığını, egemenliğini dünyanın hiçbir kaynağına değişmemiştir. Vatan kelimesini kutsal bir arma olarak kabul etmişti. Gelecek nesillere vatanın satılamayacağı veya değiştirilemeyeceği konusunda örnek olmuştu. Büyük bir şahsiyet, yenilmez bir komutan olarak her zaman Türkmenlerin hafızasında yer almıştır.

Türk halklarının kadim geçmişine kadar uzanan son Sovyet dönemindeki “Makyavelizm” (Machiavelli, İtalyan yazar: 1469-1527) fikri, bin yıllık değerlerimizin neredeyse tamamen yok olmasına yol açtı. Aslında, bu fikrin çok sıkı sıkıya bağlı bir “ağ” içerisine düştüğü belirtmek gerekmektedir.

Geçmişte hiçbir birey tek taraflı olarak tanımlanmayı hak etmez. Aslında, bir bireyin derecesi halkına ne kadar iyi hizmet edebileceğiyle belirlenir.

Bize göre Celalettin Menburnu’nun İslami padişahlar ve hükümdarlar arasında “tahtsız padişah” unvanına sahip olması, onun kaderinin her şeyden önce çok karmaşık olduğunu teyit etmektedir. Ama “tahtsız” bir hükümdar olabilir mi?

Celalettin’in gençliği

Akademisyen W.A. Gordlevsky’ye (1876-1956) göre, Celalettin 1200 yılında Gürhenç’te bir kraliyet ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Zamanımızda tarihi edebiyat, sözlükler, sanat eserleri ve irili ufaklı yayınların doğum yılının göstermediği unutulmamalıdır. Ancak akademisyen W.A. Gordlevsky hangi kaynaklara dayanarak, Celalettin’in doğum tarihi hakkında kesin tarihi bilgiler sunduğu bilemeyiz. Ancak Celalettin’in sadece 31 yaşına kadar yaşadığı hakkındaki bilginin doğru olmadığını kesin olarak söyleyebiliriz.

Yazı dizisinde Celalettin’in gençlik dönemine ilişkin bilgiler de yer almaktadır. Bu bilgiler arasında babası Muhammet Anuştegin ve annesi Aycacek hatunun hangi Türkmen boya ait olduğuna dair bilgiler bulunmamaktadır. 1215 yılına kadar Muhammed’in hükümdarlığı sadece Harezmî’de değil aynı zamanda Mâverâünnehir’e (Arapça’dan: “Nehrin Ötesinde Ülke”, Amyderya-Syrderya Nehri-B.A.), Güney Türkmenistan (Abiverd ve Nisa ilçeleri), Afganistan, İran ve Azerbaycan’a kadar uzandığına dair bilgiler yer almaktadır.

Celalettin’in şehzadelikten dışlanması, Sultan Muhammed’in ona Gazna vilayetini vermesi, ona Şems el-Mülk Şyhab ed-Din Alp el-Haravi’yi vezir seçmesi hakkında bilgiler bulunmaktadır. Ayrıca bu dönemde Harezmşahlar devletinin kurulması, ondaki askeri birliklerin oluşumu yazıda yer almıştır.

Ayrıca, yazı dizisinde Cengiz Han’ın Harezmi işgal etmesi hakkında bilgiler yer alırken, Harezmî’deki bölünmeler, 13. yüzyılda Moğollar ile Harezmî devleti arasındaki resmi münasebetler belirtilmektedir.

Cengiz Han ile karşılaşma..

On üçüncü yüzyılın ilk çeyreğinin ortasında Moğollarla ilk resmi ilişkiler kuruldu. Resmi ilişkiler ağırlıklı olarak ticaret alanında açılmıştır. Başlangıç ​​iyi bir başlangıçtı. Büyükelçiler değiş tokuş edildi. Hediyeler gönderildi. Ancak her iki taraf da bunun uzun sürmeyeceğini biliyordu. Cengiz Han ticaret kervanlarını takip ediyor ve sultanın topraklarına casuslar gönderiyordu. Bilgi topluyordu. Bu uygulama günümüzde hala kullanılmaktadır. Şaşmamalı! Ancak Sultan Muhammed, Celalettin ve emirleri durumu tam olarak analiz edebildiler.

Belki de Cengiz Han başlangıçta Harezmî’yi istila etme niyetinde olmamıştır. Batıya giden ana kervan yollarında, kervanların güvenliğini sağlamak için “korsanlar” (anadilimizde korsan kelimesi) güvenlik noktaları kurduğu ifade edilmektedir.

Bununla birlikte, Cengiz Han sadece çok vizyon sahibi değil, güçlü, çalışkan bir hükümdar değil, aynı zamanda sabrı ve kurnazlığı ile de büyük ün kazandığı belirtilmektedir. Cengiz Han’ın Harezmşahlar devletine işgal etmesi Moğol elçileri ve tüccarların öldürülmesi ile bağlantılı olduğu belirtilmektedir.

13.yüzyılın birinci çeyreğinde Çengiz Han’ın Mâverâünnehir, Harezmî, Horasan ve Irak’a işgal etmesi gibi bilgiler bu yazı dizisinde yer almaktadır.

Sultan Muhammed’in bariz zayıflıklarına dayanarak şehirler ve kaleler bir boncuk haline getirilerek Moğolların eline geçtiğine dair ilginç bilgiler yer almaktadır. Celalettin babasının ölümüyle Sultan derecesini kazandıktan sonra yaptığı hamleler, köşkteki entrikalar ve Celalettin’in Tahtsız Sultan olarak Cengiz Han’a karşı gelmesi bu yazı dizisinde anlatılmaktadır.

1221 yılındaki Cengiz Han’ın Sultan Celalettin ile savaşı tarihte büyük bir iz bırakmıştır. Celalettin’in Cengiz Han’ın dev ordusu ile sonuna kadar savaşması hala akıllarda kalan önemli tarih olmuştur.

Cengiz Han’ın Celalettin’i yakalamayı başarmadığı, “İster sultan olsun, ister çiftçi olsun, savaşta esir alınamıyorsanız yaralı bir düşmanı kovalamak Moğol geleneği değildir.” diyerek, Celalettin’i takip etmeyi bırakmasını istediği belirtilmektedir.

Sultan Celalettin, amacına ulaşamayarak geçmişte kaldı. Celalettin’in saltanatının neredeyse 11 yıllık süresinin tamamı, sürekli ve yorucu savaşlarla geçtiği belirtilmektedir. Yazı dizisinde Sultan Celalettin’in vefat ettiği ve onun mezarı Suriye’nin Amid kenti yakınlarındaki Mayafarkin köyünde kaldığı belirtilmektedir.

 

Ýene-de okaň

Yılın Kelimesi: Makul Sözlük ile 1000 Manat Kazanma Şansı!

Aşkabat “Orta Asya + ASEAN” formatının oluşturulmasını öneriyor

TEKNOFEST KKTC Teknoloji Yarışmaları İçin Başvurular BAŞLADI!

Aşkabat Hayvanat Bahçesi, EARAZA’ya üye oldu

Türkmenistan ile Malezya üniversiteleri işbirliği konusunda anlaştı

Ata Watan Eserleri

Türkmenistan, ERASMUS+ çerçevesinde işbirliğini arttıracak