Yaklaşan sıcak ve güzel yaz mevsiminin heyecanı neredeyse Türkiye’nin bütün Ege sahillerini sardı. Peki, bu yaz Türkiye’nin muhteşem Ege kıyılarını keşfetmeye ne dersiniz? Ayvalık’tan Datça’ya uzanan Ege kıyıları rotasında; mavi ile yeşilin iç içe geçtiği manzaralar, el değmemiş plajlar, tarihi merkezler, Ege’nin enfes deniz ürünleri, zeytinyağlı lezzetler ve lokal Ege şarapları sizi bekliyor…
Kuzey Ege’nin İncisi: Ayvalık
Ayvalık, kristal suları, tarihi yapıları, muhteşem manzaraları ve enfes Ege lezzetleriyle dillere destan bir güzelliğe sahip. Meşhur Ayvalık tostuyla başlayacağınız bir sabaha Sarımsaklı Plajı’ndan Altınova Sahil’ine, Patriça Koyu’ndan Ortunç Koyu’na kadar bölgenin birbirinden ünlü plajında devam edebilirsiniz. Zarif mimarisiyle konuklarının gözünü kamaştıran bu güzel ilçenin asırlık sokaklarını keşfetmek, bölgenin meşhur peynirlerini, deniz ürünlerini ve otlarını tatmak; beraberinde de rakı ya da şarabınızı yudumlamak, Ayvalık’taki rutinleriniz arasına girecek. Gün batımını izlemek içinse Türkiye’nin en büyüleyici manzaralarından birine sahip olan Şeytan Sofrası’na mutlaka uğramalsınız.
Must-do: Ayvalık ile birbirine bir köprüyle bağlanan şirin Cunda Adası da en az Ayvalık kadar etkileyici ve göz alıcı. Cunda’nın kıyı boyunca sıralanan ve yer yer yüzü aşkın meze sunan balık restoranlarında kalamarlar, karidesler ve ahtapotlarla şahane bir Ege ziyafeti çekmeyi unutmayın!
İzmir’in Gözdesi: Alaçatı
İyi yaşamın adresi İzmir, Ege’nin incisi bir şehir olmanın yanında; birbirinden güzel, küçük bir sahil kasabasının sizi karşılayacağı, masmavi denizin antik şehirlerle yan yana uzandığı, harika bir destinasyon. Lonely Planet’in de 2024’te seyahat edilmesini önerdiği bu nefes kesici şehrin en gözde tatil rotası ise hiç kuşkusuz Çeşme Yarımadası. Buranın alametifarikası ise beyaz kumlu plajları, gün batımında gözde beach’leri saran partiler ve bölgenin müreffeh beldesi Alaçatı’nın çekiciliği… Tarihi yel değirmenleri, taş evleri, küçük butik otelleri ve şirin meyhaneleriyle ünlü olan Alaçatı, on binlerce konuğu kendine çeken festivalleri, gece hayatı ve plaj partileriyle de deneyimlenmeye değer. Bölgenin en gözde sahili ise denizine aşık olacağınız Ilıca Plajı. Aynı zamanda rüzgarıyla da ünlü olan Alaçatı’da rüzgâr sörfü ile kitesurf’ü de denemelisiniz.
Must-do: Bağ rotalarıyla mevsimsiz bir gastronomi rotası olan ve son yıllarda art arda açılan yenilikçi şef restoranlarıyla bir dönüşüm geçiren Urla da yarımada çevresindeki rotalarınızdan olmalı. Michelin Rehberi’nin de dikkatini çeken bu dönüşüm, bölgeyi lokal şarapların da başrolde olduğu bir üsse çevirdi. Şimdiden seçtiğiniz mekânda randevunuzu ayırtın.
Ege’nin Cazibe Merkezi: Bodrum
Türkiye’nin mutluluk kıyısı Ege’nin kuşkusuz en ünlü ve dikkat çeken turizm destinasyonu Bodrum. Uçsuz bucaksız mavilikleriyle bu göz alıcı belde, harika koyları, Mavi Bayraklı plajları, lüks ve premium otelleri ve de hem Ege lezzetleri hem de dünya mutfağı sunan restoranlarıyla oldukça çekici. Bu belde, uluslararası liman ve marinalarıyla da global bir yıldız konumunda. Göltürkbükü’nden Gümüşlük’e; her zevke hitap eden tatil kasabalarıyla çevrili olan ve ‘premium tatil’in her yönüyle yaşanabileceği Bodrum’da yapılacak en iyi şeylerden biri ise harika deniz ürünleriyle hazırlanan mükellef bir sofrada Egeli gibi keyif yapmak.
Must-do: 15. yüzyılda Rodos Şövalyeleri tarafından inşa edilen Bodrum Kalesi ve kalede bulunan Bodrum Sualtı Müzesi ile Antik Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri kabul edilen Halikarnas Mozolesi’nin kalıntıları, Bodrum’da mutlaka görmeniz gereken yerler arasında. Michelin Rehberi’nde yer alan çok sayıda restorana ev sahipliği yapan Bodrum’un bir başka gastronomi cenneti olduğunu da hatırlatmak isteriz.
Kendi Zaman Diliminde: Datça
Çam ağaçlarının ardına gizlenmiş, el değmemiş Mavi Bayraklı plajlar, tüm tepeleri alabildiğine saran badem ve zeytin ağaçları, oksijen deposu bir hava, Arnavut kaldırımlı sokaklar ve taş evler… Ege ve Akdeniz’in birbirine kavuştuğu noktada bulunan Datça, berrak denizi ve ferahlatıcı rüzgarlarıyla ünlü, şirin bir yarımada. Merkezdeki Mavi Bayraklı Taşlık, Kumluk ve Hastane Altı plajları, burada masmavi suların tadını çıkarmak için ideal. Daha sakin ve otantik bir yerlerde denize girmek isterseniz ise, tekne turuyla Datça’nın koylarını bir günde gezebilirsiniz. Datça’da yetişen ot ve bitkilerle yapılan lokal yemekler, deniz ürünleri, kekik balı ve badem de yine kaçırmamanız gerekenler arasında.
Must-do: Datça’ya geldiğinizde yarımadanın tam ucunda; Ege ile Akdeniz’in birbirine kavuştuğu noktada yer alan Knidos Antik Kenti’nde eşsiz bir manzara eşliğinde güneşi batırmadan seyahatinizi tamamlamayın.