Türkiye Aşkabat Büyükelçiliği Kültür Müşavirliği Türkmenistan’dan bir grup gazeteci için Türkiye’ye tanıtım gezisi düzenledi. Bu gezi turuna Atavatan Medya temsilcisi katıldı.
Türkmenistan basınını Trabzon-Rize şehirlerinde ağırlamasının ilk gününde basın mensupları Aşkabat’tan İstanbul’a, sonrasında İstanbul’dan Trabzon şehrine indiler. Trabzon’un yemyeşil doğası bu mevsimde özellikle havanın güzelliği şehre ilk geldiğimiz andan itibaren kendine hayran bıraktı.
Otelde kısa zamanlı istirahatten sonra ilk durağımız Atatürk köşkü oldu.
Atatürk köşkü, Trabzon’un Soğuksu semtinde Osmanlı vatandaşı Konstantin Kabayanidis’in yazlık konutu olarak inşaa edilmiştir. Nüfus değişiminden sonra 1924 yılında Atatürk’ün Trabzon ziyareti sırasında çok beğenilmiş ve Trabzon İl Daimi Encümeninin 18.05.1931 tarih ve 361 sayılı kararıyla Trabzonluların bir armağanı olarak Atatürk adına tahsis edilmiştir.
06.04.1943 tarihinde köşk “Atatürk Müzesi” olarak düzenlenmiş ve ziyarete açılmıştır. Avrupa mimarisi izleri taşıyan köşk dört katlı bir yapıdır.
Sonrasında basın mensuplarıyla beraber yerli restoranda akşam yemeği yedik ve otele geri döndük.
Trabzon-Rize basın ağırlamasının 2. gününde sabah erkenden Sümela Manastırı’na gitmek üzere yola çıktık. Meryem ana için kurulan Sümela Manastırı Anadolu’daki en önemli manastırlardan birisidir. Karadağın sarp kayalıklarında doğal mağara etrafında inşaa edilen manastırın isminin “siyah” “kara” “karanlık” anlamına gelen “mela” kelimesinden türetildiği düşünülmektedir.
Rakım çok yüksek olduğu için gittiğimizde yoğun sis vardı, ama buna rağmen hem manastır manzarası hem aşağıdaki görüntü inanılmaz güzeldi.
Sümela manastırı yolu çok güzel şelalelerle dolu, bu mevsim çok yağışlı olduğu için şelaleler normalinden çok daha coşkulu akıyor.
Trabzonda bulunduğumuz her yerde manzaralı restoranlar görmemiz mümkün, bazıları yeşillik ormana bakıyor, bazıları masmavi denize. Öğle yemeğini geniş Karadeniz mutfağına sahip yerel restoranda güzel sunumlar eşliğinde yedik.
Karadeniz manzarası olan bir başka mükemmel lokasyonumuz tarihi Orta Mahalle oldu. Karadeniz’in en önemli yapılarından birisi olan ve Trabzon Akçaabat Orta mahalle yerleşkesi içerisinde yer alan, adı resmi kayıtlarda Aya Taksiyarhi (Aziz Beş Melekler) Kilisesi olarak geçen yapı, halk arasında Aziz Mikhail Kilisesi olarak bilinen Kiliseyi ziyaret ettik. Yapılış tarihi net olmamakla beraber mimari özellikleri dikkate alındığında 700 yıl önce yapıldığı tahmin edilmektedir.
Sonrasında günümüzde müze olarak ziyaret edilen hem de camii olan Trabzon Ayasofya kilisesini ziyaret ettik. Trabzon İmparatorluğu taradından 1250 yıllarında Kilise olarak inşaa edilen Ayasofya, 1584 yılında cami olarak kullanılıyor. 1964 yılında müze olan Kilise, 2013 yılından günümüze kadar tekrar Cami olarak kullanılmaktadır..
Basın ağırlamasının 3. gününde ilk durağımız Kızlar Manastırı oldu. Doğal mağaraların biçimlendirilmesi sonucu inşa edilen Kilise yıllar geçmesine rağmen yapısını korumaya devam ediyor.
Antik dönemde Mitra adı verilen Boztepe’nin en yüksek yerinde bulunan Kızlar manastırı Trabzon’un en Kutsal yeri olarak biliniyormuş.
Trabzon’da mutlak ziyaret edilmesi gereken yerlerden kısaca bahsettik. Kısıtlı zamanda daha göremediğimiz bir çok güzel yerleri de var elbette. Bunların yanı sıra Karadeniz mutfağının kendine has lezzetlerinden bahsetmemek olmaz. Naçizane tavsiyem Trabzona yolunuz düşerse “Hamsiköy sütlaç”ını mutlaka denemeniz lazım.. Kuymak ve diğer lezzetleri de hatırlatmakta fayda var..
Yazımın devamını Rize şehrindeki tecrübe ettiğim, gördüğüm güzelliklerden bahsederek sizlere sunacağım.