Beş yüz yılı aşkın tarihiyle İstanbul’un en önemli kültürel miraslarından olan Kapalıçarşı, ev sahipliği yaptığı hanları ve irili ufaklı dükkanlarıyla şehri ziyaret edenlerin mutlaka görmesi gereken noktaların başında geliyor. Kapalıçarşı, haftanın altı günü ticaret yapmak, zanaatkarların atölyelerini görmek, takılardan geleneksel çinilere, ipek kumaşlardan halılara kadar el yapımı, özgün ve lüks ürünleri satın almak için gelen binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor.
“Kapalıçarşı’nın Yaşayan İnsan Hazineleri”
Kapalıçarşı, İstanbul’un fethinin ardından 1461 yılında, şehrin kadim yapısı Ayasofya’ya gelir sağlamak amacıyla inşa edilmiş. Tarihi Yarımada’da, Nuruosmaniye, Mercan ve Beyazıt semtleri arasında yer alan yapı, zaman içerisinde şehirde ticaretin nabzının attığı bir merkeze dönüşmüş. O dönemlerde ticaret yollarında seyahat eden tüccarlar burada buluşarak dünyanın her yerinden getirdikleri mücevherlerin ve daha birçok kıymetli ürünün ticaretini yaparmış. Vaktiyle altıncılar, basmacılar, fesçiler, halıcılar ve iplikçiler gibi satılan ürünlere göre isimlendirilen 60’dan fazla sokağın yer aldığı, üzeri dam ve kubbelerle örtülü çarşıda, toplam 22 kapı bulunuyor.563 yıllık tarihiyle yaşayan bir müze de olan bu dev kompleks, bugün 3 bin 600 dükkanıyla hâlâ şehrin en canlı ve renkli yerlerinden biri. Çarşı, yazın 08.30- 19.30, kışın ise 08.30-19.00 saatleri arasında hizmet veriyor. Burada tekstilden deriye, halıdan altına her türlü zanaata uygun ürünü bulmak mümkün. Ancak çarşının asıl alametifarikası, kuşaklardır usta çırak kültürüyle yetişen zanaatkarların usta işi, paha biçilemez el yapımı ürünleri. Kapalıçarşı, özellikle kuyumculuk ve mücevher alanındaki ustalığıyla nam salmış durumda. Çarşının bir diğer ustalık kolu ise tezhip ve hat gibi Türk el sanatları. Mücevherden gümüş ya da sedef kakmaya kadar pek çok alanda; Kapalıçarşı’nın kapısından henüz bir çırak olarak giren, yıllar içinde kalfa olan ve nihayet bir usta olarak zanaatını sürdüren ve kendileri de ustalıklarıyla onlarca çırak yetiştiren bu kişiler, “Kapalıçarşı’nın Yaşayan İnsan Hazineleri” olarak da değerlendiriliyor.
İstanbul’un En Ünlü, Doğal Film Platosu
Kapalıçarşı, esnaflık kültürü ve geleneği dışında bir labirenti andıran hayranlık uyandırıcı atmosferiyle de ilgi çekici. İç içe geçen hanlarıyla konuklarının zaman zaman kolaylıkla yolunu kaybedebileceği, dünya içinde bir dünya gibi olan bu koca çarşıda yorulur da soluklanmak isterseniz, çekinmeyin ve bir dükkânın kapısından içeri girin. Çarşı esnafının ince bardaklarda güzel demlenmiş bir bardak çayı ya da Türk kahvesini size büyük bir sevecenlikle ikram edeceğinden şüpheniz olmasın. Kapalıçarşı’nın seyri bile ayrı bir keyif veren bir başka özelliği ise meşhur pazarlıkları. Zira çarşıda pazarlık, yazılı olmayan kurallardan biri. Satıcının talep ettiği ücreti daha da düşürmek ise sizin pazarlık kabiliyetinize bağlı.
İstanbul’un simge yapılarından biri olan Kapalıçarşı, pek çok film ve dizide de ön plana çıkıyor. 1963 yapımı ‘From Russia with Love’ filminde Sean Connery, İngiliz ajan James Bond rolünde çarşıda dolaşıyor; 2012 yılında gösterime giren Skyfall’da ise Bond rolünde Daniel Craig, çarşının çatısını motosikletle geçiyor. Casusluk filmi Argo’da Ben Affleck, 2014 yapımı Son Umut filminde Russell Crowe’un yaptığı gibi Kapalıçarşı’yı ziyaret ediyor. Çarşı en son, Emmy ödüllü aktris Elisabeth Moss’un başrolde olduğu 2024 yapımı polisiye gerilim dizisi The Veil’in de önemli mekanlardan biri oldu
Gastronomik Keşifler
Kadim İstanbul’un çok kültürlü yemek mirasını deneyimleyebileceğiniz bir mekân olarak da gezebileceğiniz Kapalıçarşı, güzel hanlarının içindeki tarihi restoranlarıyla da ilgi çekici. İstanbul’un geleneksel lezzetlerini tadabileceğiniz bu restoranlar dışında, ünlü kafeler, pastaneler, kahveciler gibi asırlık mekanlar da alışveriş öncesi ya da sonrasında deneyimleyebileceğiniz otantik duraklar arasında.