Gastrocity İstanbul, binlerce yıllık köklü mutfak geleneği, sokak lezzetleri, Michelin’li durakları ve sayısız seçenekleriyle gurme gezginler için yeniden yeniden keşfedilmeyi bekleyen gerçek bir vaha. Özgün yeme-içme kültürüyle dikkat çeken şehirde, farklı mevsimlere özel lezzetleri ise İstanbul ziyaretinizi hep akılda kalıcı kılıyor. İstanbul’un kış aylarında ziyaretçilerine sunduğu eşsiz gastronomi deneyimlerinin başında ise birbirinden nefis kış içecekleri geliyor.
Salep ve boza ise İstanbul’da tadabileceğiniz başlıca kış lezzetleri arasında ise ilk sırada bulunuyor. Soğukların başlamasıyla birlikte İstanbul sokaklarında yürürken bu geleneksel içecekleri tatmak, aynı zamanda şehrin ruhunu deneyimlemenin de en güzel yollarından biri. Gelin, denedikten sonra tadı damağınızda kalacak ve size hep İstanbul’da geçirdiğiniz kış günlerini anımsatacak iki kış lezzeti olan salep ve bozayı yakından tanıyalım…
Salep: Asırları Aşan Bir Lezzet
Kurutulmuş Anadolu orkide köklerinin tozundan yapılan salep, bin yılı aşkın süredir tüketildiğine inanılan eskimeyen bir lezzet. Bu lezzetli içeceğin bugünkü hali ise Osmanlı döneminde ortaya çıkmış. Osmanlı saraylarının temel besinlerinden olduğu iddia edilen salebin tıbbi özelliklere sahip olduğu da düşünülüyordu. 17. yüzyılda sokak satıcılarının kışın güğümlerde sattıkları ve büyük porselen fincanlarda tüketilen bu geleneksel içeceği, bugün hâlâ birçok farklı mekânda bulmak mümkün.Meşhur Maraş dondurmasının da en önemli malzemesi olan salep tozu, önce süt ve şekerle pişiriliyor ardındansa kaynatılarak kıvam alması sağlanıyor. Bir fincan sıcak salep, üzerine dökülen tarçınla bir araya geldiğinde ise harika bir lezzete dönüşüyor. Soğuk günlerde aldığınız tek bir yudumla içinizi ısıtan bu lezzetli içecek, sağlık açısından da oldukça faydalı. Vücudun bağışıklığını arttıran salep, aynı zamanda içerisindeki mineraller sayesinde İstanbul’u gezerken ihtiyacınız olan enerjiyi de size sağlayacak.
Nerede İçmeli: İstanbul’da keyifle salep içebileceğiniz en güzel yerler, İstanbul’un büyüleyici Boğaziçi manzarasına bakan mekanlar. Üsküdar’dan Ortaköy’e İstanbul Boğazı boyunca uzanan semtleri ya da Pierre Loti Tepesi ve Çamlıca Tepesi gibi şehre hâkim noktaları içinizi ısıtacak salep deneyiminiz için tercih edebilirsiniz.
Boza: Kış Akşamlarının Favorisi
İstanbul’un ünlü kış içeceklerinden bir diğeri ise boza. Yoğun kıvamı ve ekşimtırak tadıyla yediden yetmişe herkesin çok sevdiği boza, darı veya mısır gibi tahılların fermantasyonuyla elde ediliyor. Yüzyıllardır birbirinden farklı birçok kültürün tükettiği ve seyahatnamelere bile konu olan bu içecek, Osmanlı’da da hatırı sayılır bir yere sahipti. Osmanlı döneminde toplumun en popüler sosyalleşme mekanlarından biri, sıcak bozaların servis edildiği yer olan bozahanelerdi. Ayrıca seyyar bozacılar da kış gecelerinde güğümlerle İstanbul sokaklarında gezip bağırarak boza satardı. Bu gelenek hala çok yaygın olmasa da devam ediyor. Bu nedenle akşam vakti İstanbul sokaklarında “bozaaa” diye bir ses duyarsanız, şaşırmayın. Bol miktarda antioksidan ve probiyotik içeren boza aynı zamanda tam bir şifa kaynağı da. Vitamin ve mineraller açısından zengin bir içeriğe sahip olan boza, bağışıklık sisteminin güçlenmesini destekliyor.
Nerede İçmeli: İstanbul’da bozayı tadabileceğiniz en önemli adres, Tarihi Yarımada’da Süleymaniye Camisi yakınındaki Vefa semti. Kış aylarında boza seven tüm İstanbulluların rotası, adını bu semtten alan ünlü bozacıya dönüyor ve dükkânın kapısında uzun kuyruklar oluşuyor. Burada boza tercihe bağlı olarak tarçın ve sarı leblebiyle birlikte servis ediliyor.