Akpamuk; Dünya Halk Edebiyatının hatrı sayılır türü olan masallar dünyasının Türkmen Halk Masallarına önemli örneklerinden biridir. Türkmen halkı bu masalı uzun yıllar boyunca kendi topladığı tecrübelerine dayalı 7 den 70 e herkesin ders alacabileceği bir halk anlatısı olarak sunar. Türkmen kadınının yerinin net bir şekilde verildiği, masalın adını da baş kahraman olan Türkmen kızı Akpamuk’tan alır.Akpamuk; 7 erkek kardeşin tek kız kardeşi olarak dünyaya gelir. Kötü kalpli komşularının dünyaya kız bebek geldiğinin habercisi olarak kapıya asılan oyuncak bebeği kaldırıp erkek bebeği temsil eden ok ve yay asmalarıyla onu bekleyen 7 abisinin hayal kırıklığı yaşamasını köylerini terk edip dağa yerleşmelerini ve kız kardeşleri Akapmuk’un onları aramasını ve sonraki maceralarını konu edinir.Masalın ilk kısmına baktığımızda kız kardeş isteyen abileri görüyoruz ki bu durum günümüzde dahi kız çocuk istenilmediğini, kızı olan kadını eksik görmelerini göz önünde bulundurursak daha masalın ilk kısmında kadının yerinin ne kadar önemli olduğunu bize gösteriyor.
Akpamuk büyümeye başladığında komşu kadınlar evlenecek bir kız için çeyiz hazırlığı içerisindeyken Akpamuk’un annesinden Akpamuk’un yardıma gelip gelemeyeceğini sorarlar ve annesi onlara şöyle cevap verir:
…’’- Honha, özi razy bolsa, gidibersin, özüne aýdyň ‘’ … (Kendisi razı ise gitsin, kendisine söyleyin) der.
Buradan Akpamuk’un annesinin kızının fikirlerine önem verdiğini, kızı adına karar vermediğini, eğer kendi isterse gidebileceğini söylediğini görüyoruz.
Akpamuk yardım için komşularının yanına gider ve orada Akpamuk’u denemek, bir sırrı ortaya çıkarmak isteyen komşu erkek kardeşi olan ve olmayanların ayrı ayrı oturmasını söyler. Akpamuk’un erkek kardeşi olmayanların arasına oturduğunu gören kadın oraya oturmaması gerektiğini 7 erkek kardeşi olduğunu söyler ama bundan Akpamuk’un haberi yoktur. Bir başka komşu kadın ise bu işin aslını annesinden nasıl öğreneceğini ona anlatır. Akpamuk komşu kadının söylediği her şeyi yapar ve annesinden abilerinin nerede olduğunu öğrenir. Şimdi Akpamuk ve annesinin bu konuyu konuşmalarına metnin asıl haliyle bakalım:
… ‘’ Akpamyk:
-Ene, meniň doganym barmy, ýokmy aýt! – diýýär.
Ene gyzgyna çydaman:
-Bardyr, emma sen bolanyňda gidişleridir – diýýär.
-Heý, barmyş sesi barmy?
-Pylan dagyň gowagynda bar sesi bar.
Akpamyk enesiniň elini goýberip:
-Men gitjek – diýýär.
Enesi:
-Sen tapmarsyň, men bir köke edip bereýin, şony tigirle- de git, nirä baryp dursa, doganlaryň şo taýda bolar ‘’ der.
(Akpamuk:
-Anne benim kardeşim var mı, yok mu söyle!- der.
Annesi sıcağa dayanamayıp:
-Var, ama sen doğduğunda gittiler- der.
-Hey, onların var olduğuna dair bilgi var mı?
-Filan dağın kovuğundalar.
Akpamuk annesinin elini bırakıp:
-Ben gideceğim- der.
Annesi:
-Sen bulamazsın, ben bir kökecik (kurabiye) yapıp vereyim, onu yuvarla kurabiye nerede durursa kardeşlerin oradadır- der. ) Bu konuşmadan Akpamuk’un ne kadar cesaretli olduğunu kardeşlerini bulmak için bilmediği yerlere gitmek istediğini annesinin de kızını vazgeçirmek, sen bulamazsın, tek başına gidemezsin demek yerine ona güvendiğini ve nasıl bulması konusunda yardım ettiğini görüyoruz.Akpamuk annesinin söylediği gibi gider ve kurabiye yardımıyla abilerini bulur. Abilerinin yaşadığı yerde yakalanana kadar onlar yokken onların kanlı kıyafetlerini (avcılık yaparlar) yıkar, yemeklerini yapar abileri avdan döneceği vakitte de saklanır. Bu birkaç gün böyle gider abileri bunu kimin yaptığını bulmak için sırayla nöbete kalırlar ve küçük kardeşleri Akpamuk’u iş yaparken yakalar. Böylece abiler kardeşleriyle tanışır, kavuşurlar. Abileri Akpamuk’un onları arayıp bulmasına ve bir kız kardeşleri olduğuna çok mutlu olurlar, beraber dağın kovuğunda yaşamaya başlarlar.Akpamuk yemek yapacağı sırada yanan ateşi kedisinin söndürmesiyle yeni bir ateş yakmak için uğraşır ama yakamaz dağın çevresine bakınır uzak bir yerde ateş yandığını görür oraya gider, bir dev olduğunu görür ve ateşi ondan ister. Dev ateşi ona verir ama onu takip edip evini de öğrenir Akpamuk’un parmağını iğneyle delip kanını emer kardeşlerine söylememesini söylediğinde ise onu yiyeceğini söyler.Akpamuk kardeşlerini düşündüğü için onların başına bir şey gelmesin diye kardeşlerine hiçbir şey söylemez. Dev her gün Akpamuk’un kanını emer günden güne zayıflayan Akpamuk’a kardeşleri ne olduğunu sorarlar ama Akpamuk hem kendini hem de kardeşlerini korumak için bir şey olmadığını söyler. Kardeşleri ava gidiyorlarmış gibi yapıp saklanıp devin geldiğini görürler ve deve saldırırlar kardeşlerine zarar veren devi öldürürler. O dev birkaç dev olup yeniden dirilmiş olarak gelip bütün kardeşleri yer, kemiklerini de atar. Akpamuk ne yapacağını bilemez kapı kapı dolanır ve bir yaşlı kadının söylemesi üzerine zorlu bir iş olan Akmaya’nın (deve) sütünü alıp kardeşlerinin üzerine döküp onları diriltir.
Burada yine kardeşlerinin canları pahasına Akpamuk için devi öldürdüklerini ve Akpamuk’un da kardeşleri için kapı kapı dolanıp, zorlu bir iş olan devenin sütünü aldığını cesaretli bir davranış sergilediğini görüyoruz.Zaman gelir ve bütün erkek kardeşlerini evlendirir Akpamuk. Kendilerinden çok kız kardeşlerini seven kocalarını kıskanan en küçük kardeşin karısı hariç diğer gelinlerin hepsi birlik olup Akpamuk’un kulağına ve boğazına kurşun atıp ona zarar vererek kıskançlıklarını gösterirler Akpamuk’u sağır ve dilsiz ederler. Konuşamadığı için her sorulana sessiz kalan Akpamuk’un halini abileri merak eder ve en büyük gelin onun yaşının geldiğini ve artık evlenmesi gerektiğini söyler. Akpamuk’u süsleyip devenin üzerine bindirip gönderirler padişahın oğlu görür ve Akpamuk’la evlenmek ister evlenir de ve bir oğlu olur. Çocuk 4-5 yaşlarına geldiğinde padişahın oğlu sağır ve dilsiz olan gelinin yerine birini daha alması gerektiğini düşünür bu sırada bahçede yemek yapan Akpamuk’tan oğlu yemek ister ama annesi üzüntülü ve dalgın olduğundan oğluna yemek vermez bunun üzerine oğlu annesini sarsar ve Akpamuk’un boğazındaki kurşun düşer. Oğlundan kulağına da vurmasını ister kulağındaki kurşun da düşsün diye ondan da kurtulur yeni gelin daha eve girmeden bahçede yemek yapan Akpamuk’a laf eder Akpamuk cevap verir artık onun konuşabiliyor olduğuna padişahın oğlu çok sevinir ve yeni gelini tekrardan evine gönderir, tekrar mutlu yaşamaya devam ederler. Akpamuk’un hayatı yolundadır fakat eksiklik vardır; kardeşleri. Olur da bir gün duyarlar diye Akpamuk oğluna altın aşık yapar ve şu dizeleri söylemesini öğretir:
… ‘’ — Akpamygyň ogly men,
Ýekýagyrnyň yegeni men.
Altyn aşygym, alçy gop,
Alty daýymyň ba;y üçin
Iň kiçisi Baýramdyr,
Baýram daýymyň başy üçin ‘’…
( -Akpamık‘ın oğluyum,
Tek omuzlunun yeğeniyim,
Altın aşığım, alçı kop,
Altı dayımın başı için,
En küçüğü Bayram‘dır.
Bayram dayımın başı için, deyip aşığını at ‘’ … diye öğretmiş.
Diğer taraftada 5 yıl önce kardeşlerini bir deveye bindirip yollayan kardeşler artık Akpamuk’un ne durumda olduklarını merak ederler ve en küçük kardeşlerini seçerler o da aramaya koyulur. Ararken Akpamuk’un oğlunun oyun oynarken söylediği dizeleri duyup onu tanır ve çocuktan evlerini göstermelerini ister eve gider ve Akpamuk ile görüşür, hasret giderirler. Artık eve dönmek isteyen erkek kardeşine Akpamuk her bir yengesi için bir çanta hazırlayacağını içine erzak koyacağını söyler. Sadece bir tanesinin içine kuru üzüm ve incirle doldurur diğerlerini ise akrep ve örümcek ile doldurur.
Bu durum kötü bir olaymış gibi görünsede gerçek hayatla bağdaştırdığımız zaman gelinlerin görümcelerine kötü davranmaları olası bir şeydir ve Akpamuk’un ise uyarıcı bir şekilde yengelerine akrep ve örümcek dolu çanta göndermesi kabul edilebilir bir şeydir.En küçük gelin sevinirken diğerleri akrep ve örümceklerin onları soktuklarıyla kalırlar. Akpamuk’u aramaya giden kardeşi Akpamuk’u nasıl bulduğunu, başından neler geçtiğini tek tek kardeşlerine anlatır ve onlara bunca iyilik yapan kardeşlerine gelinlerin böyle yapmalarının karşılığı olarak onları öldürmek gerektiğini söyler ve en küçük kardeş olan Bayram’ın karısı hariç bütün gelinleri öldürürler. Sonra kardeşler toplanıp Akpamuklara misafirliğe gelmişler. Onu da alıp evlerine dönmüşler. Geldiklerinde anne babaları çok yaşlanmış. Küçük gelin, yaşlılara hizmet etmeye başlamış. O, Akpamık‘ın yardımıyla kayınbiraderlerini evlendirmiş. Sonra vedalaşıp Akpamık‘ı uğurlayıp yedi kardeş, hanımlarıyla anne babasının yanına yerleşmişler. Bu duruma halk da sevinmiş. Hikaye böyle biterken çıkarılacak sonuçlara bakalım.
Sonuç
Akpamuk’un sonuca ulaşmak için, hayatını iyileştirmek adına karşılaştığı tüm zorluklara göğüs germesine şahit oluyoruz.Kardeşleriyle yaşadığı iyi kötü bütün olaylara rağmen en sonunda hep beraber mutlu bir aile olmalarını, kadının ailenin birliğini sağlamadaki rolünün ne derecede önemli olduğunu bize gösteriyor.Olayların içeriğine detaylı baktığımızda ise Akpamuk’un olaylar karşısında zekice kararlar almasında, zorluklara atılgan ve cesaretli bir şekilde katlanmasında günümüzdeki ‘’kız başına yapamaz’’ tabirini yıkmasıyla genç kızlara örnek olacak bir Türkmen kızıdır. İncelememizin sonucunda ise Akpamuk masalının neden Türkmen Edebiyatında önemli yere sahip olduğunu anlıyoruz.
Kaynak
Türkmen Halk Ertekileri (Durmuşy Ertekiler) ‘’Miras’’ 2016:Aşgabat
Sarıyev, Berdi Akpamygyň Bitarap Hereketleri we Özbaşdak Edýän Aladalary -2020
Güder, Nurcan Türkmen Türkçesinden Türkiye Türkçesine Yapılacak Masal Çevirilerinde Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
Sağlık Şahin,Selcan Türkmen Türkçesinde ‘’KADIN’’ İLE İLGİLİ Söz Varlığı 2019:Ankara
Tütüncü, Derya (2013) ‘’Türkmen Kadını’’ Lisans Tezi
Dinç, Ahmet; Çakır, Ramazan (2008) ‘’Türkmen Kültürü ve Sosyo- İktisadi Düşüncesi’’ Ayrıkotu Yayınları, s.40
Sümeyya Günaydın
Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi
Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü Öğrencisi