Kendi küçüklüğümden hatırlıyorum ve bunu birçok okuyucunun da hatırlayacağından eminim. İnternetin nispeten bugünkü kadar geniş, yaygın olmadığı eski günleri hatırlarsınız. Okula gittiğimiz ilk günlerden itibaren, bizim için ve hayatımızı kurtarmak için okumak, en etkili, en kolay öğrenme yöntemi ve bireyi geliştirme aracı olarak kullanılmıştır hala da kullanılmaktadır. Gelişmiş ülkelerin toplumlarının kitap okuma alışkanlıklarının ülkeye aynı zamanda da kendilerine getirmiş olduğu avantajları ap açık görebiliyoruz. Bunun aksine, geri kalmış ülkelerin toplumlarının yaşadıkları problemlerin büyük bir çoğunluğuna bakınca eğitimsizlik olduğunu da söyleyebiliriz. Günümüzde, bu gibi toplumlarda kitap okuyarak bilgi edinmek, kendini geliştirmek yerine genellikle faydasız uğraşlarla vakit geçirdiklerinin canlı şayetleriyiz. Çoğunlukla, hiç bir faydalı içerikleri olmayan televizyon programlarıyla, telefon konuşmalarıyla, gerekli bilgi içermeyen Youtube videolarıyla bize yaşamak için sunulmuş saatleri boşa harcamak yerine zamanını kitap okuyarak degerlendiren kişilerin kitaptan edindikleri etkili bilgiler, konuşma şekli, kültür farklılığını toplum içerisinde farklı biri olduğunu anlamak çok zor olmuyor. Kitap okuyan bir toplumu inşa etmek, zaman geçtikçe eğitim seviyesinin yüksek oranda artmasına ve insanların kültür seviyesinin de yükselmesine sebep olucaktır. Kitap okuyan insanın konuşma tarzı gözle görülecek, içten hissedilecek şekilde farkına varılabilinir. Toplumda farkını ortaya çıkarır. En önemlisi de kitap okuyan kişi özgüven eksikliği asla yaşamaz. Çünkü o olayların iç yüzünü okuyabilir. Kitap okumak, insana Empati kurmayı, az ve öz konuşmayı öğretir. Empati kurmak yaşamak için en önemli unsurdur. Empati kurunca insanlarla aranızdaki bağ kuvvetlenir, anneye babayı, yaş büyüklere, küçüklere saygılı davranmaya başlarsınız. Karşınızdakiye farklı gözle bakabilirsiniz, nasıl davrandığınızda doğru ve ya yanlış olacağını kestirebilirsiniz. Bununla birlikte, Okuyan kişi zengin kelime dağarcığına sahip olur, fazla bilgili olur, stressiz hayat sürer. Kitap okudukça zekamız gelişir, hafızamız güçlenir, konsantrasyon artıp yazma becerilerimiz gelişir. Kitap okuyan kişi yazma sevdalısı olmaya başlar. Belki de kitap okumaya başlamak kendini keşf etmeye yol açar. Yazma becerilerimiz geliştikçe kendi duygularımızı ifade etmeye yazmaya başlayabiliriz. Kitap okumak, sadece kişisel gelişime
değil, sağlığa da müthiş katları vardır. Yaşanılan herhangi bir hastalığın başlangıcı strestir. İnsan stresli olunca uyku düzeni bozulur. Uyku ise organlarımız dinlenip daha iyi çalışabilmesi için hayatımızda en büyük ihtiyaçtır. Çok stres yaptığın zaman eline kitap al okumaya başla, uykuya dalarsın çünkü en iyi dinlendirici kitaptır. Sakinleştikçe duyguların, hissettiklerin, enerjin tazelenir. Kitap zorluklardan kurtarıcıdır. Bildiğimiz üzere hayatımızda tanıdığımız birçok insanın uyku haplarını kullandıklarını görüyoruz, oysa kitap olunca hapa ihtiyacımız yoktur. Peki, kitap bize bunları kazandırıyorsa, neden hala okumamakta israrcıyız. Yatmadan önce okuyabileceğimiz iyi bişeylerin olmasını bilmek, farkında olmak bu dünyada yaşadığımız en güzel duyguların biridir. Kitap, seni senden alır ve çok farklı bir insana dönüştürür. Eskiden düşündüklerin, olayları olduğundan daha farklı algılamaya başlarsın. Olgunlaşırsın, hayatın anlamanı anlarsın, belki de dünyayı geliştirmek için senin faydan dokunabilir. Olgunlaştıkça, zekan geliştikçe çevreye, doğaya, insanlara, hayvanlara farklı gözle bakmaya başlarsın buda sana hayatı sevdirir. Yaşadıkça yaşamak istersin. Yoldaki karıncaya, çiçeğe, sokakta çalışan insana bile farklı gözle bakabilirsin. Bilgi çoğaldıkça zeka gelişir. Gerekli bilgiyle, gelişmiş zekayla normalde yaşamayacağınız bir hayatı elde edebilirisiniz. Kitap bizim için istersek dost olur, köpeğin dışında insanın en iyi dostudur kitap. Çok fazla kitap ve yazar vardır ama siz kendi tarzınıza uyanları seçmeye bilin. Çünkü, başkalarının okuduğu kitapları okursan, sadece diğerlerin düşündüğü şeyleri düşünebilirsin. Evde, yolda, deniz kenarında, tatilde, okuyacağınız kitapları belirleyin. Yerine göre seçim yaparak, kitap okumakta da bir kitabı sevebilmenize sebep olabilir. Bu yüzden evinizde ilk kuracağınız şey kitaplık olsun!
Peki, kitap okuma alışkanlığı nasıl olucak? Anında kendimi geliştirebilecek miyim? Bu tarz
soruları duyar gibiyim. Kitap okuma alışkanlığını kazanabilmemiz için öncelikle,yapmamımız
gereken sürekliliktir. Bir diğer taraftan ise doğru seçimdir. İlk seçimde kalın olmayan ince ve
anlamlı, dili ağır olmayan kitap seçin. Ve günlük plan yaparak ilk günden itibaren 15dakika ikinci gün arttırarak 20-30dakikaya çıkararak alışkanlık haline getirmeye başlayın. İlk başlayanlar bazen denk geldiğimiz üzere “okumaları söylendiği için zorla okurlar” çeşitli bahaneler üretirler. Bu duruma düşünce bahanelere sığınmayıp alışana kadar taklit etmeyi deneyin! Çünkü başarmak için doğruları taklit etmek yanlış olmaz. Eğer, okumaya başlayınca sıkılmaya başladıysanız kendinizi suçlamayın ve korkmayın, bir başkasına geçin dikkatınızı çekene kadar. “Karpuzu kestin. Baktın ki kabak. Gene de zorla yiyecek misin o karpuzu?” Mine Urgan şöyle der: Bu saatten sonra başladığım her ne ise hoşlanmadığım yerde bırakmaya karar verdim kitabı da insanı da”. Bu nedenle bırakın ve yenisine başlayın çünkü, tekrar tekrar denemenin mahsuru yoktur. Denemek, denememekten daha üstündür. İlk okumaya başlayınca kendinizi gelişmiş birey olarak hissedersiniz, zaman ilerledikçe fazla okumaya başlayınca ise tam tersi öğrenecek çok şeyiniz varmış gibi, kendinizi daha az bilgi sahibi gibi hissedersiniz. Dr. Joe Dispenzanıne söylediğine göre:”Beynimiz ne yaparsak ona alışır, onu düşünürüz hatta bir gün öncesinden ne düşünersek ertesi gün kalkar onu yaparız” der. İnsanlar ne düşünürse onu yapıyorsa, her düşündüğümüzü yaptığımız zaman beyin hücreleri oluşuyorsa, kitap okuma alışkınlığına sahip olmak gözümüzde büyüttüğümüz kadar zor değil. Bir dakika düşünün sadece, günde kaç saat neye harcıyorsunuz? Kaç saat uyuyorsunuz? Otobüste giderken neyle meşgul oluyorsunuz? Çoğunluk, teknoloji aletleriyle ( telefon, bilgisayar…vb) uğraştığımızı açık gözle görülür şekilde farkındayız. Ve kitap okumanın yararlı olduğunun farkında olupta, zararlı bilgilerle kafamız doldurmak yerine, günde bir
saat kitap okumaya ayırırsak hem kendimiz için hem de gelecek nesillerimiz için örnek oluruz. Bir kitap beni nasıl değiştirebilir ki diyorsan, kitabi eline alda açta bak oda bir zamanlar odundu. Zamanınız varken kullanmayı bilin! Zaman bizi tedavi etmez, değiştirir!
Ben küçükken, dedemler de büyük kitaplık vardı. Şiir okumayı çok severdim ve hep şiir
ezberlerdim. Ezberlerken çok hızlıydım. Bir keresinde annem demişti:” Yazar yazarken, içeriğini üretirken anlamına göre işaretler. Ünlemlere bakarak anlamını anlayarak ezberlemeye çalış o zaman daha akılda kalıcı olur” derdi. O kadar derin anlamlar içeriyor ki kitaplar, aslında bizim aradığımız tüm bilgiler, ihtiyaclarımız kitapların içerisindeymiş meğersem. Yurtdışına gittiğinizi düşünün ana diliniz gibi konuşabilmeniz için kitaplara başvurmak en iyi yöntemdir. Ben kendim Türkiye ye geldiğim de bildiğim kelime sayısı çok azdı. Ve ben anlamasam bile kitap okuyordum. Sözcüklerin telaffuzlarını doğru bir şekilde öğrenmenin tek kuralı belki de benim için o zamanlar kitap okumaktı. Kitap okumayı alışkanlık haline getirirseniz kelimeler, sözcükler çoğaldıkça çoğalır, ürettikçe üretirsin bitmek bilmez. Kitap okuyunca okuduğunuz kitabı veya içinden herhangi bir hoşunuza giden cümleyi sosyal medya üzerinden paylaşın. 10kişiden birisi için yararlı olabilirsiniz, bir başkasının senden etkilenmesine neden olabilirsiniz. Bilgi, paylaştıkça çoğalır. Paylaşmaya devam edin! Bazı kitaplar tadılır, bazıları yalanıp yutulur, ama sadece çok azı adamakıllı çiğnenip sindirilir. Bir kitabı sadece okumak için okumamalısınız. Ralph Waldo Emerson diyor ki: “ okuduğum kitapları yediğim yemeklerden daha iyi hatırlamıyorum, yine-de beni ben yapan onlardır!” Kimisi 6 ayda bir kitap okur hayatında uygular, kimisi ise bir ayda 6 kitap okur ama hala ders çıkarmamıştır. Odaklanarak, kendini, dikkatini vererek okumak ve kitap okumayı aktivite, bir egzersiz haline getirerek daha faydalı kılabiliriz. Kilo almaya başlayınca rahatsız olmaya başlıyorsunuz ve hemen egzersiz yaparak vücudunuzu daha sağlıklı hale getirmeye çabaladığınız gibi zihin egzersizimiz de kitap olmalıdır. Kitap okumak hayal gücünüzü geliştirir, okudukça dışarıya açılamadığınız, söylemeye cesaret edemediğiniz fikirlerinizi ifade edebilmenize yardımcı olur. Televizyondan ve telefondan uzaklaşıp kitapların sayfalarında kaybolup kendinize bulmak için günde 30dakikanızı ayırmak yararlı olur. Kitaplarda bizim için bişeyler açıklanır, hayatta ise açıklanmaz kendiniz yaşayarak öğrenseniz dahi nedenini bilemezsiniz, sadece tahminler yürütebilirsiniz. İşte bu sebepten dolayı bazı insanların kitapları tercih etmelerine şaşırmıyorum. Elimizde hazır varken zora
koşmayın! Okuyun üzerine ekleyerek üretin! Kitap okumak hayatta sahip olduğumuz parasız bir aktivitedir. Çünkü, kitabın getirdiği rahatlamaya ek olarak, iç huzurunuzu kazandırır. Kitabin içinde kitap kahramanlarının arasında bulursunuz kendinizi. Film izlemiş gibi olursunuz. Gözünüzün önünde canlanır. Sınırsız eğlence yaşarsınız. Çoğu insanlar kitap satın almayı severler ve bu bir alışkanlık haline gelince maliyetinize ciddi belirtmeye başlayabilir. Bu nedenle okul kütüphanelerinden borç alarak okuyun veya takas yapmayı alışkanlık haline getirin! Hatta, İkinci el kitapları kullanmaya çalışın. Çünkü kitap demek
huzur demektir, stressiz yaşam demektir, bilgi demektir. Ve biz bunu kaybedersek yaşamımızı, kendimizi kaybederiz.
“İyi bir roman bize kahramanı hakkındaki hakikatı söyler, kötü bir roman ise yazarı hakkındaki
hakikatı”- G.K. Chestertona. (Günlükten alıntı)
Mahym Rahadova, Ondokuz Mayıs üniversitesi öğrencisi.