İnsanlar hiçbir bilgiye sahip olmadan doğar. Yaşamı boyunca birçok bilgi öğrenir, başarının sırrı da okumaktır. Yüzyılların deneme ve araştırma ürünlerinden yararlanmak, uygar ve kültürlü bir insan olmak için çok okumalıyız!
Okuma olayı bir uzun yolculuktur; Okuma iğneyle kuyu kazmaktır; kararlılık ister, sabır ister. Okuma bir arayıştır, hakikati, doğruyu, güzeli arayıştır.
Umut ve heyecan, okumanın ayrılmaz iki vasfıdır. Okuma insanlığın, umut ve heyecan da canlılığın şartıdır.
Okumak Allah’ın emridir. Kutsal Kitabımız Kur’an ilk olarak “Oku” emri ile inmeye başlamıştır. Alâk süresi 1.Ayette “Oku O yaratan Rabbinin adıyla oku” denilmektedir. Yüce Rabbimiz kendisine inananlara ilk davet yolu olarak okumayı göstermiştir. Hz. Peygamberimizde bilgili olmamız, topluma faydalı olmamız, hayatımızı geliştirmemiz ve dünyamızı zenginleştirmemiz için şu güzel sözlerle bize yol göstermektedir: “Faydalı olan ilim müminin yitik malıdır. Onu nerede bulursa alsın” dermiş. Okumak bilgi arayışıdır. İnsanı bilgili kılar. Okuyan, bilgili insan kendisindeki farkı görür, hissi ve fikri dünyası, ufku gelişir. Okuyan insan iyi ve sağlıklı düşünür, hızlı kararlar alır ve kendini doğru savunabilir. Okumak insanın beyin ve zekâsını, anlayışını ve tecrübelerini artırır, kişilik gelişimine katkı sağlar. Okuyan insanın başarı zevki artar, toplumsal ilişkileri gelişir, hayatı ve gerçekleri daha iyi anlar. Okuyan insan aydınlanan, bilgilenen kendini savunabilen insandır. Okuyan İnsan aydın insandır.
Türk tarihinde de Han, Hakan, Sultan ve Padişahlar okumaya, kitaba ve ilme büyük önem vermiş, kültür ve medeniyet hizmeti için okumaya, kitaba, ilme ve âlimlere çok değer vermişler, medreseler kurmuşlar, bir yandan da ilmi koruyarak yükseltmiş ve yaymışlar bir taraftan da bu medreselerden irfan ve kültür ordusu yetiştirmişlerdir. Fatih Sultan Mehmed Han’ın okumaya kitaba karşı çok fazla merakının olduğunu biliyor, İstanbul’un fethinden sonra zengin bir kütüphanesi olmuş. Türk tarihindeki bilgileri okuduğu gibi, Fransa Yunanistan ve Roma tarihçilerinin eserlerini de okurmuş. Sultan II. Mahmut Han da (1786-1839) okumaya, ilim, kültüre ve sanata büyük değer vermiştir.
Bunun yanında Türkmen tarihine baktığımızda ise Türkmen aydınları da kitaba, şiire, türküye değer vermiştirler.
ERSARIBABA gibi kök başı (şecere başı olan kişilerden biri) büyük insan halkının eğitimini geliştirmek amacıyla “40 tane deve” vererek kitap yazdırdığı bilmektedir ve o günden bugüne Türkmenlerin kitaba olan merakı daha da artmıştır.
Türkmen yazarı Nurmurat Sarhanov’un “Kitap” hikâyesinin kahramanı VELMURAT AĞA sıkıntılı dönemde kendi geçiminin yegâne kaynağı olan devesini vererek, kitap satın alır. Bu kitabın ise Türkmenlerin milli şairi Mahtumkulu’nun şiir divanının Kol Yazma kitabı olduğu ortaya çıkar. Böylece herkeste okumanın, kitabın, değeri kitap yazmanın ilim, kültür, sanat, eğitim ve gelişimin ne kadar daha da değerli olduğunu ortaya koyar.
1842.yılı Rus sefaretinde çalışan Polonyalı yazar Aleksandr Hodzko-Boreyko Türkmen milli şairi Mahtumkulu’nun üç şiirini ve şairinin hayatı hakkındaki kısa bilgiyi Londra’da İngiliz dilinde yayınlamıştır.
Kitap okumak yüzyıllardır yapılan bir şeydir. Kitap okumanın hemen hemen hiçbir kötü etkisi olmamakla birlikte çok fazla yararı vardır. Okumanın asla sonu ve yaşı yoktur ne kadar okursan o kadar iyidir yani hayatının sonuna kadar okuyabilirsin. Okuyan insan her zaman bilgili ve hayatında başarılı olur. Bilgi çağında yaşıyoruz ve bizim en çok bilgi toplayacağımız şeyler kitaplarımızdır. Okumak ruhu yüceltir ve insanlar size daha fazla değer verir. Cahillikten kurtulmanın yolu kitapları okumaktan geçer. İnsan bir kitabı okuduktan sonra eskisinden daha akıllı hareket edebilmeli, başkalarının sözüne aldanmadan her şeyi daha açık görmeye, daha derin hissetmeye başlamalıdır. Güzelliği daha çok anladım, daha nazik, daha neşeli, daha mutlu oldum diyebilmeli. Düşüncelerim gelişti, hayatı ve insanları daha iyi kavradım, yaşama gücüm, hayata karşı cesaretim daha da arttı diyebilmeli. O zaman okuma boşa gitmemiştir.
Kitap Okumak Neden önemlidir?
Okuyarak olayların ve gelişmelerin iç yüzünü öğrenen bir kişi, öncelikle kendine olan güvenini artırır. Bu ise aynı zamanda düşünce ufkunu geliştirip, geniş bir görüş açısı sağlayarak, olayları inceleme yeteneği kazandırır. Ayrıca okuyan kişiler çok okumanın beraberinde getirdiği zengin kelime dağarcığına sahip oldukları için, hikmetli ve etkileyici konuşarak hitap ettikleri kişilerde etki de uyandırırlar. Bu etki ise insanlarla ilişkileri güçlendirmekte, kişiye daha sosyal bir karakter kazandırmaktadır. Yani düşünce kapasitesini ve kültür düzeyini artırır.
Düşünme veya (“bilmek anlamına gelen bir Latin kelimeden gelen) biliş, bir kişi bilgiyi işlerken; bilgiyi düzenleyip, anlayıp ve diğer insanlara aktarırken, beyinde süregelen zihinsel bir faaliyet olarak tanımlanabilir. Düşünme belleği içerir ancak bundan çok daha fazlasıdır. İnsanlar düşünürken, sadece beyinde olan bilginin farkında olmakla kalmaz ayrıca bununla ilgili kararlar da verirler, bu bilgiyi diğer bilgilerle karşılaştırırlar ve nihayetinde sorunları çözmek için kullanırlar. Düşünme, bir çeşit sözel “bilinç akışından” çok daha fazlasını içerir. İnsanlar düşünürken zihinlerinde kelimeler olduğu kadar sıklıkla imgeler de olur.
Bilişi tanımlamak ve zihinsel imgeler ile kavramların düşünme süreci
Boş zamanlarını çoğu zaman hiçbir yararlı bilgi aktarmayan televizyon karşısında geçirmek yerine kitap okuyarak değerlendiren bu kişiler, edindikleri bilgi ve kültür sonucunda aynı zamanda toplum içinde etkin bir kişiliğe sahip olurlar. Tüm bu özellikler, kişilerin öncelikle kendileri için okumaları gerektiğinin çok önemli bir göstergesidir. Okuyarak kendini geliştiren kişiler ise elbette çevrelerinde gelişen olaylara da hâkim olacak ve toplum içindeki eğitim seviyesinde zamanla bir ilerleme sağlanacaktır.
Küreselleşmede yeni olan dönüşüm nedir? Buna literatürde “bilgi ekonomisi” diye cevap verilmektedir. Buna göre bilgi dördüncü bir üretim aracı olarak ortaya çıkmıştır. Yani bilgi bir “tüketim malı” olarak nitelenmektedir. Araba, fotoğraf, bilgisayar sektörlerinde oluşan bu üretim etkeni bilgisayar teknolojisi desteğinde uygulanmaktadır. Bu alanda üretilen artı değer eski üretim tarzlarından farklı özellikleri bünyesinde taşımaktadır. Örneğin artık klasik manada fotoğrafçılık, dijital teknolojinin gelişmesi ile sadece evlilik, sünnet törenleri gibi durumlarda hatırlanır hale gelmiştir. Fotoğraf filmi üreticisi Kanon firmasının kepenk kapatması karşı karşıya olduğumuz yeni koşulları önümüze koymaktadır. Fakat sadece bununla kalmayıp gerek Türkmenistan ülkemde gerek Türkiye’de İngiltere’de Almanya’da dünyanın birçok ülkesinde teknoloji gelişmiş her gün daha fazla ön planda olmuş ve artık gazeteyi dijital ortamda okumaya başlanmıştır, buna göre küresel sivil toplumun ve kültürün gerçekliği artık teknolojiyle ön plandadır. Çünkü kitaba olan duygumuz, hevesimiz, heyecanımız eskisi gibi kalmayıp erken yaşta ki çocuklardan büyüklerimize kadar telefona olan sevdamız başlamış ve teknolojiye olan sevgi çığ gibi büyüyor. Cestelles küreselleşen toplumları “bilgi toplumu” olarak adlandırmaktadır. Fakat bu adlandırma yeni değildir. 1970’li yıllarda böyle bir isimlendirmeden söz edilmekteydi. Bu bağlamda 1973’te Daniel Bell the coming of Postindustral society adlı eserinde makinenin anlamının ve parasal gücün bilgi aracılığı ile dönüştürülmesini “modern toplumda bilgi toplumuna geçiş” olarak adlandırmıştır. Bell’de ortaya çıkan yeni toplumda bilginin merkezi ve belirleyici rolüne işaret etmişti. Kitapların kazandırdığı zihin gücü; öğrenme, sorgulama ve karar verme süreçlerine önemli ölçüde etki ederek kişinin muhakeme gücünü artırır. Kitap okuma esnasında beyin aktif olarak çalışır. Bu durumda birçok yürütücü fonksiyon (zihni bilgi işleme ve hafızaya alma süreci) aktif olarak kullanılır. Okumanın sonucu olarak çocukta dikkat, anlama ve anlamlandırma, gördüklerini fark etme gibi birçok zekâ fonksiyonu olumlu yönde geliştirmektedir. Amerikalı ünlü yazar Alvin Toffler “XXI yüzyılın cahilleri, okuma-yazma bilmeyenler değil; okumayanlar, öğrendikleri yanlış bilgileri değiştirmeyenler ve yeniden öğrenmeyenler olacaktır” diyerek okuma yazma bilmesine rağmen okumayan günümüz insanını cahil olarak değerlendirmektedir. Bu görüşünde de haklıdır. Yine Amerikalı edebiyatçı Ursula Kroeber Le Guin “Eğer bir nesil cehalettin mutluluk olduğunu sanarak yetişirse, bir sonraki nesil cehaletini bile fark edemeyecektir. Çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecektir” diyerek cep telefonu, bilgisayar, televizyon gibi araçlardan doğru olup olmadığı belli olmayan bilgilere yetişen günümüz insanına önemli bir uyarı yapmaktadır.
Albert Einstein “Başarılı bir insan olmaya çalışmayın, değerli bir insan olamaya bakın” sadece başarmak için okumak değil, öncelikle kendimizi geliştirmek için okumalıyız.
İster Türkmenistan ülkemizde okuyan öğrenciler olarak, ister Türkiye’de Türkmenistan ülkemizin birer temsilcileri olarak vatanımızdan uzakta üniversitelerde eğitim almamız için fırsat tanıyan Sayın Cumhurbaşkanımız’a sonsuz teşekkürlerimizi sunuyorum ve biz Türkmen öğrencileri teknoloji çağında ister internet üzerinden, istersek ulaşabileceğimiz kitapları, gazete ve dergileri okumak kendimizi geliştirmek ülkemiz ve kendimiz için daha güzel hayat yaşayabilmek için araştırma ve geliştirmeleri sürdüreceğimiz aşikârdır. Türkiye de eğitim-öğretim için okuduğumuz ders kitapları dışında kendimizi geliştirmek ve huzurlu hissettiğimiz kitapları okuduğumuz gibi Türkmenistan ülkemizde de her geçen gün çıkan gazete, dergi ve kitapları takip etmekle meşgul olmaktan onur duyarız ve her zamanda takip ediyoruz.
Buna göre :
Sonuç olarak: Ünlü yazar Lev Tolstoy “Herkes dünyayı değiştirmeyi düşünür, ama kimse kendini değiştirmeyi düşünmez”
Kendimizi değiştirmek için bir kitap yeter. Kitap insanların faydalı dostudur. Okuyabilmek ve yazabilmek sadece bilgili insanların işi olabilir fakat okuduğumuzu aktarabilmek sadece bizim düşünme duygumuz yeter, karşılıklı bilgi paylaşımı her yaşta gerekir çünkü okumanın yaşı, sınırı asla yoktur. Kitap okumak insanların sosyal çevrelere daha kolay adapte olmalarına neden oluyor. Bunun nedeni olarak düzenli kitap okumanın kişide duygudaşlık duygusunu geliştirmesi gösteriliyor. Kitap okuyan katılımcıların televizyon izleyenlere oranla daha arkadaş canlısı olduğunu belirten bilim insanları Brighton’da düzenlenen British Psychological Society Conference’ta yaptıkları açıklamada düzenli kitap okuyanlarda pozitif davranışlara daha sık rastlandığının da araştırmalara göre belirtilmiştir.
Gelecekte bir toplumun “bilimde geri kalması” fakir olmasından daha çok önemsenecektir. Çünkü bilimsel olanakların kullanılabilmesi de ancak eğitimli bir toplumda mümkün olabilir. Böyle olunca geleceğin dünyasında sosyal ve ekonominin gelişmesi eğitim-eğitimli toplumun varlığı oluşturabilir, bu eğitim sadece okuldan sonra biten değil sürekli bir şeylerin gelişmesini isteyen insan toplumunda ve bu insanın düşüncesinde yatan havuz kitap olmalıdır, eğiten ve öğreten aynı zamanda bize arkadaşlık yapan kitaptır. Biz öğrenciler küçük yaşta okumaya başlasak ta her ne kadar ders kitapları hayatımızın yarısını kapsasa da, okul sonrası araştırma ve kendimizi geliştirmek için hayat kitaplarını okuruz. Böylece okumanın faylarından bahsedecek olursak şunlar başta gelir;
Okumanın Faydaları:
- Gelecekte iyi bir konuşmacısı ve yazar olabilmemize yardımcı olur,
- Sözün rengini görmemizi, yeşilin sesini duymamızı, zamanı yakalamamızı, çağa ayak uydurmamızı sağlar,
- Uygar bir topluma kavuşmamızı, kimsenin yardımı olmadan kendi fikirlerimizi savunabilmemizi, kendi ayaklarımın üzerinde insanca yaşayabilmemizi sağlar.
- Akıl ve fikir dünyamızı karanlık denizinden çıkıp, ışığın sahillerinde dolaşmak ve ışığın gölgesinde yaşamamızı sağlar.
- Kültürünüzü artırır.
- Yaratılış nedenimizi bilmemizi, dinimizi ve gerçek hayat kurallarını öğrenmemizi sağlar.
- Hayata bakışınızı değiştir, hızlı konuşma ve kendinizi daha kolay ifade edebilme yeteneğiniz artar,
- Okuduğumuzu anlama ve yorum yapma yeteneğimiz gelişir,
- İş hayatınızda, öğrencilik hayatımızda kısaca bütün yaşamımızda başarılı olmamızı sağlar.
- Ülkemizin kalkınarak daha ileriye gitmesine katkıda bulunmamızı sağlar,
- Geleceğimizin öğretmeni belki de bir bilim adamı olabilmemizi sağlar, Çünkü okuduğumuz sürece özgürüz ve bizler özgür olduğumuz fikirleri paylaşır ve olduğumuz topluma yayarak daha sağlıklı, güvenli ve adaletli daha iyi hayat yaşayabiliriz.
- Her şeyden önce kitap okumanın verdiği huzur içinizde hissedersiniz.
- Kitap okuma stresi azaltır, kitap okuma genel kültürümüzü artırır. Etkin ve etkili bir insan olmanın yollarını açar.
- Hayal gücümüzü geliştirir kitap okuma, Okumak haz duymaya, zihnimizi süslemeye, karar verme yeteneklerimizi geliştirmeye yarar. İnsanı olgunlaştırır, erdemli kılar.
İnsanların kişisel gelişimlerini tamamlamak için güncel yaşamda belirli aktiviteler yapmaları gerekmektedir. Bu aktivitelerden sadece bir tanesi ise kitap okumaktır. Kitap okuyarak ruhumuzun derinliklerindeki o çocuğu büyütebilir ve görüşlerimizi değiştirebiliriz. Düz mantık olarak düşünürsek bir günde uyuma ihtiyacı dışında ortalama olarak 10 saat aktif olarak faaliyet gösteriyoruz. Bu 10 saat içerisinde sadece 45 dakikalık dilimi kitap okumaya neden ayırmıyoruz acaba? Günde sadece 45 dakikamızı ayırarak kendimizi sorgulayabilir ve rahatlamış oluruz.
Özet: Türkmenlerin günümüzde kullandıkları “OKAMAK” (okumak) fiiliyle ilgili bazı bilgileri sizinle paylaşmayı isabetli buldum.
Türkmenler, kendi milli inancını bu kelime kökünden almışlardır: (OKA- /OKU- ).
Türkmenler, genel eğitimi ve eğitim sistemini bu kelime köküne bağlamışlardır: (OKUW / OKUL / OKUW JAÝY)
Türkmenler, bilgi birikimlerini de bu kelime kökünden dağıtmışlardır: (OKUTMAN / OKUDYJY).
Türkmenler, dağıtılan bilgi birikimini yine bu kelime kökünden almışlardır: (OKUWÇY / ÖĞRENCİ).
Türkmenler, bütün kaynak varlıklarını bu kelime kökünde toplamışlardır: (OKALGA / OKUMA ODASI).
Türkmenler, söz konusu kaynakları okuyanları da bu kelime kökünde birleştirmişlerdir: (OKYJYLAR /OKURLAR / OKUYUCULAR).
Amanbibi Sarıyeva, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi öğrencisi
Kaynakça
- Saundra K. Cıccarellı J. Novland White “Psikoloji Bir keşif gezintisi” Ekim 2019
- Gurbangulı Berdimuhamedov “Barış müziği, Dostluk, Kardeşlik müziği” Aşkabat Türkmenistan devlet basım birimi 2016
- Kur’an-ı Kerim Meali. Diyanet işleri başkanlığı 19.baskı Ankara
- Doç. Dr. Berdi Sarıyev “Klasik düşüncenin Türkmen Mimarları Devletmehmet Azadı ve oğlu Mahtumkulu” İstanbul 2014 .
- Dr. İlyas Doğan “Devlet ve Toplum kuramlarına yeni yaklaşımlar” 3.baskı Astana yayınları 2014
- Osman Öde. “Durmuş Nobatgulı daldir, Göwherim” Aşgabat 1998
Amanbibi Sarıyeva Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi